Obezite, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanmaktadır. Morbid obezite ise ortaya çıkardığı riskler sonucu yaşam süresini kısaltan ve ölümcül olabilen obeziteye verilen addır. Bu kategori içinde olan kişilerde pek çok hastalığın gelişme riski daha fazladır. Kilo fazlalığının nedeni, tüketilen enerjinin miktarı ile alınan kalorinin miktarı arasındaki dengesizliktir, vücudun harcadığından daha fazla kalori alınırsa, kilolu olma olasılığı da artar.
OBEZİTE NEDENLERİ ve OBEZİTE OLUŞUMUNA KATKITA BULUNAN BAŞLICA RİSK FAKTÖRLERİ
Yıllarca aşırı kilolu olmanın iradesizlik olduğuna (örn. aşırı yeme, yanlış beslenme gibi) inanılmakta idi. Aşırı ve yanlış beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği en önemli nedenler olarak kabul edilse de, günümüzde daha birçok faktörün (çevresel, biyokimyasal, genetik, psikolojik gibi) faktörler obezite açısından risk oluşturduğu bilinmektedir.
Obezite Gelişiminde Başlıca Riskler ve Riski Etkileyen Faktörler;
- Cinsiyet,
- Yaş,
- Gelir durumu,
- Sosyo-kültürel faktörler,
- Eğitim düzeyi,
- Yanlış ve aşırı beslenme,
- Psikolojik problemler,
- Fiziksel aktivite yetersizliği,
- Genetik faktörler,
- Hormonal ve metabolik etmenler,
- Tekrar tekrar yapılan düşük enerjili diyetler,
- Sigara- alkol kullanma alışkanlıkları,
- İlaçlar (örn. antidepresanlar, glukokortikosteroidler gibi),
- Doğum sayısı ve doğumlar arası süre.
Obezite gelişiminde dikkat edilmesi gereken faktörlerden biri de bebeklik ve çocukluğun erken dönemindeki beslenme şeklidir. Yapılan araştırmalarda, obezite görülme sıklığının anne sütüyle beslenen çocuklarda anne sütüyle beslenmeyen çocuklara göre daha düşük oranlarda görüldüğü bildirilmektedir. Bunun yanı sıra anne sütü verme süresi, tamamlayıcı besinlerin türü ve miktarı ve başlama zamanları obezite oluşumunda etkili olabilmektedir. Bu nedenle anne sütü ile beslenmenin önemi unutulmamalıdır.
SEKONDER OBEZİTE NEDENLERİ
- Laurence-Moon Biedl sendromu,
- Prader-Willi sendromu,
- Alström sendromu,
- Cushing sendromu,
- Cohen sendromu,
- İnsülinoma,
- Hipotiroidi,
- Erkek hipogonadizmi,
- Büyüme hormonu (GH) eksikliği,
- Turner sendromu,
- Hipofiz yetmezliği,
- Polikistik over sendromu,
- Hiperandrojenizm,
- Bazı ilaçlar (örn. antipsikotikler, antidepresanlar, steroid hormonlar, hormonal kontraseptifler, antidiyabetikler gibi).
OBEZİTEYE EŞLİK EDEN HASTALIKLAR ve OBEZİTE KOMPLİKASYONLARI
İster fiziksel ister psikolojik nedenler fark etmeksizin, obezite ciddi uzun dönem hastalıklarının (kronik hastalıklar) ve erken ölüm riskini önemli ölçüde arttırmaktadır.
Kardiyovasküler Hastalıklar;
- Koroner kalp hastalığı (kalp damar hastalığı),
- Hipertansiyon (yüksek tansiyon),
- İnme (felç),
- Derin ven trombozu.
Solunum Sistemi Hastalıkları;
- Primer alveoler hipoventilasyon,
- Obstrüktif uyku apnesi,
- Nefes darlığı (dispne).
Metabolik-Endokrin Hastalıklar;
- Tip 2 diabetes mellitus,
- Dislipidemi,
- İnsüline direnç,
- Polikistik over sendromu.
Gastrointestinal Sistem Hastalıkları;
- Hiatus hernisi,
- Reflü hastalığı,
- Alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması,
- Safra taşları,
- Kolorektal kanser (kalın bağırsak ve rektum kanseri),
- Hemoroid.
Nörolojik Hastalıklar;
- Sinir sıkışmaları,
- Siyatalji.
Artropatiler;
- Osteoartritis,
- Düz tabanlık.
Genitoüriner Sistem Hastalıkları;
- Stres inkontinansı,
- Doğurganlığın azalması,
- Cinsel ilişkide mekanik zorluk,
- Hamilelik komplikasyonları,
- Üriner sistem taşları.
Meme İle İlgili Hastalıklar;
- Meme kanseri,
- Jinekomasti.
Psikosoyal Problemler;
- Kişinin kendinden memnun olmaması,
- Depresyon,
- Anksiyete,
- İş bulma zorluğu.
Diğer Problemler;
- Ameliyat riskinde artış,
- Horlama,
- Kronik iltihabi reaksiyon (CRP) yüksekliği.
OBEZİTE BELİRTİLERİ
- Devamlı olarak giyilen ve giymekte zorlanmadığınız kıyafetlerin dar gelmeye başlaması,
- Günlük yaptığınız aktivetelerde çabuk yorulma,
- Bel bölgesinde genişleme ve yağlanma,
- Sabahları nedensiz baş ağrıları,
- Solunum yolları ile ilgili bir problem olmamasına rağmen nefes darlığı olması,
- Vücut kitle indeksinin 30 değerine yaklaşması,
- Hareketsiz ve aktivitesiz zamanlarda bile aşırı terleme.
OBEZİTE TEŞHİSİ
Obezitenin belirlenmesi için Dünya Sağlık Örgütü’nün obezite sınıflandırması (yaygın olarak beden kitle indeksi) kullanılmaktadır. Vücut kitle indeksi, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m cinsinden) karesine (VKI= kg/m2) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir.
Vücut kitle indeksi (VKI) hakkındaki bilgiye altta verilen linkten ulaşabilirsiniz:
Kilo nedir, kilo fazlalığı neden olur
Vücut kitle indeksinin 30’dan fazla olması basit ve güvenli bir tanı yöntemidir. Fakat her birey için bu yöntem doğru olmayabilir. Örneğin profesyonel olarak spor yapan ve kas kütlesi fazla olan insanlarda bu hesaplamanın kullanımı çok uygun değildir.
Kilo problemi olan kişilerde herhangi bir sağlık sorunun olup olmadığı veya obeziteye herhangi bir sağlık probleminin neden olup olmadığının tespiti için hastanın fizik muayene bulguları değerlendirilir, hastanın öyküsü alınır ve gerekli laboratuvar incelemeleri (açlık kan plazma glukozu, tam idrar analizi, açlık lipid profili, serum ürik asit ölçümü, karaciğer enzimleri gibi) ve diğer incelemeler (EKG, gerekirse ileri kardiyovasküler inceleme yapılması, bilgisayarlı tomografi gibi) yapılır. Gerek duyulduğunda ve şüphe edilen durumlarda sekonder obezite nedeni olabilecek hastalıklara ve obezite ile ilişkili komorbid durumlara ait başka incelemeler de yapılır.
OBEZİTE TEDAVİSİ
Obezite problemi olan kişilerin tedavisinde amaç sadece hastaya kilo verdirmek değil, davranış ve yaşam tarzı değişiklikleri olmalıdır. Başlangıçta vücut ağırlığının %10’unu bile vermek, obezite ile birlikte olan yüksek tansiyon, diyabet, kan yağları yüksekliği ve eklem ağrılarının düzelmesinde faydalı olacaktır. Eğer hastada bu hedef ulaşılır ise, bundan sonra yeni hedefler belirlenebilir. Fakat obezite tedavisi görüp kilo veren kişilerde tekrar kilo alma olasılığı oldukça yüksektir. Bu nedenle hastalar açısından gerçekçi kilo hedefleri konmalıdır.
Sağlıklı beslenme tedavisi: Obezite sağlıklı beslenme tedavisinde amaç, enerji açığı ve kas kaybı oluşturmadan vücut yağ depolarının azaltılmasını sağlamak ve ideal kiloya ulaşmak ve ideal kiloyu korumaktır. Bu doğrultuda diyet uzmanları, kişilerin enerji ihtiyaçlarına göre (kadınlar için ortalama 1000-1200 kkal/gün, erkek hastalar için 1200-1600 kkal/gün) enerji veren düşük kalorili diyetler verirler. Pozitif enerji dengesinin sağlanması için enerjiyi oluşturan besin öğelerinin oranlarını dikkat edilmeli ve günlük alınması gereken kalori miktarı belirlenmelidir. Hazır ve endüstriyel gıdalardan uzak durulmalı, doğal ve ev yapımı doymuş yağ oranı düşük, lif içeriği yüksek, iştah baskılayıcı ve enerji yakımını arttıran besinlerden oluşan bir beslenme düzeni kilo kontrolünü sağlamada etkilidir. Ayrıca diyet programı kişiye özgü farklılıklar dikkate alınarak hazırlanmalıdır.
Egzersiz tedavisi: Hem yetişkinlerde hem de çocuklarda neredeyse salgın şeklinde artmış obezitenin başlıca nedenleri olarak, fiziksel aktivite yetersizliği ve sedanter yaşam gösterilmektedir. Düzenli fiziksel aktivite enerji dengesinin düzenlenmesinde, obezite ile gelişen sağlık sorunlarının ve bu sorunlara bağlı ölümlerin azaltılmasında önemli rol oynamaktadır. Fakat bu bireylerin yeni bir fiziksel aktivite programına başlamadan önce kardiyopulmoner kontrolleri yapılmalı, kronik hastalıklar ve belirtileri birlikte değerlendirilmelidir. Sağlıklı beslenme ile birlikte yapılan düzenli egzersiz, kilo vermeye, vücut kas kütlesini korumaya ve yağ yakmaya ve ideal vücut kitle indeksinin korunmasına yardımcı olmaktadır ve bu, yapılan çalışmalarla da gösterilmiştir. Her gün ortalama en az 30 dakika orta şiddette yapılan egzersiz ile 840 kj (200 kkal) enerji harcamak mümkündür. Haftada en az beş gün sıklıkla yapılan egzersizler oldukça verimlidir.
Davranış değişikliği: Fiziksel aktiviteyi arttırmakla birlikte sağlıklı beslenme önerilerine uymakta zorluk çeken kişilerde uyumu arttırmak amacıyla davranış terapileri önerilmektedir. Davranış değişikliği programı kendini izleme, uyaranlar üzerinde kontrolü sağlama ve kendini ödüllendirme gibi üç bileşeni içerir. Bu bileşenler kişiye çok fazla yeme alışkanlığını ortadan kaldırma, yenilen besinlerin miktarını azaltma, düzenli öğünler ve yaşam tarzı değişikliği kazandırmayı amaçlamaktadır. Davranış değişiklikleri ve sağlıklı beslenme ve egzersiz ile 4-12 ay içinde %10 kadar kilo vermek mümkün olabilmektedir. Fakat davranış terapisi bittikten sonra hastalar vermiş oldukları kilonun belli bir kısmını geri alabilmektedir. Bu nedenle tedavi sonladırıldıktan sonra da hastaların kilo kontrolünü sağlamak için hafta birkaç kez terapistleri ile görüşmeleri önerilmektedir.
İlaç tedavisi: Obezite problemi olanlarda ilaç tedavisi (farmakolojik tedavi), hastanın vücut kitle indeksinin >27-30 kg/m2 olması ve obezite ile ilişkili risk faktörleri veya komplikasyonlardan (örn. kalp-damar hastalıkları, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, uyku apnesi gibi) en az birinin varlığı ile sağlıklı beslenme ve egzersizi içeren davranış tedavisine cevap alınamaması durumunda uygulanmaktadır. Bazı ilaçlar iştahı azaltabilir. Obezite tedavisinde kullanılan birçok ilaç, yan etkilerinden dolayı uzun süreli kullanılamamıştır. Bazı ilaçlar da piyasadan kaldırılmıştır. Obezite tedavisinde kullanılan ilaçların istenmeyen yan etkilere sahip olmaları, etkilerinin sınırlı olması ve hastanın ilacı bıraktığında tekrar kilo alması bu ilaçların piyasada uzun süreli kullanımlarını kısıtlamaktadır. İdeal bir antiobezite ilacı kötüye kullanımı olmamalı ve bağımlılık yapmamalıdır. İlaç tedavisi ile maalesef kür sağlamaz. Uygun terapötik etki sağlandığında kilo verimi durmakta ve ilaç tedavisi kesildiğinde tekrar kilo alınmaktadır.
Cerrahi tedavi: Son yıllarda obezite tedavisinde kullanılan cerrahi yöntemler güvenli ve etkin olmakla birlikte, diğer tedavi yöntemlerinin yeterli olmadığı durumlarda, vücut kitle indeksi (VKI) >40 kg/m2 veya VKI’i 35-40 kg/m2 arasında olan ve obezite ile ilişkili hastalıklar açısından yüksek risk taşıyan (morbid obezite olarak da bilinen) hastalara uygulanmaktadır. Obezite cerrahisinde temel hedef, hastaların kilo vermesini sağlamak ve yaşam kalitesini arttırmaktır. Obezite ameliyatları; intestinal bypass, parsiyel biliopankreatik bypass, gastroplasti, laparoskopik gastrik bant uygulaması ve gastrik balon uygulaması gibi çeşitli cerrahi işlemler uygulanabilmektedir.
Konu İle İlgili Diğer Yazılarımız
- Çocuklarda Aşırı Yeme Alışkanlığı Neden Olur
- Kilo Vermeye Yardımcı Besinler
- Metabolizmayı Hızlandırma Yöntemleri
- Taş Devri Diyeti Nedir
- Zararlı Diyetler ve Diyet Yaparken Yapılan Yanlışlar