Human papilloma virüsün neden olduğu hastalıklar
Human papilloma virüs veya insan papilloma virüsü (HPV), papillomaviridae ailesinde yer alır ve papillomaviridae ailesinin 12 cinsi vardır. Bunlar, alfa, beta, gamma, mu ve nu cinsleri ve bunların dışında kalan ve hayvan papilloma virüsleri oluşturan yedi cins virüsü daha içermektedir. HPV serviks (rahim ağzı), penis, vulva, vajina, anüs, ağız ve orofarenks ve diğer mukozal bölgeleri tutarak, bu bölgelerde kansere neden olabilmektedir.
Alfa papilloma cinsi en büyük grubu oluşturup, bu grupta mukozayı tutan virüs tipleri ile deride yaygın siğillere neden olan tip virüsler de yer almaktadır. Bu virüsler 50-55 nm çapında zarfsız, çift sarmalı, ikozahedral nükleokapsitli ve proteinde çevrili DNA genomu içermektedirler.
Diğer birçok virüsün aksine HPV’ler, antijenik yapılarından çok DNA yapılarına göre sınıflandırılırlar ve serotipler yerine genotipler olarak keşfedildikleri sıraya göre sınıflandırılır. Günümüzde 200’den fazla HPV tipi tanımlanmıştır. İnsan (human) papilloma virüsleri klinik olarak ta 3 ana kategoriye ayrılmıştır. Bunlar kanserleşme gösterme açısından düşük riskli HPV’ler, olası yüksek riskli HPV’ler ve yüksek riskli HPV’ler şeklindedir.
Human (insan) papilloma virüs sınıflandırma
Human (insan) papilloma virüs sadece serviks kanserlerinin bir etkeni olmayıp, aynı zamanda deri kanserlerinde, boğazın faringeal bölgesi kanserlerinde de etken olabilir. Human papilloma virüs ayrıca vulvar, vajinal, anal ve penis kanserlerinden de sorumludur. 40 civarı HPV virüsü tipi genital mukoza enfeksiyonuna sebep olabilmekte ve kanserleşme yatkınlığına göre sınıflandırılmaktadır.
Düşük riskli human papilloma virüsü tipleri : Düşük riskli human papilloma virüsü tipleri genellikle genital siğil oluşmasında ve düşük dereceli genital sorunlara yol açan lezyonlar ile kendini gösterir iken, genital kanserlere sebep olmazlar ve bu nedenle düşük riskli human papilloma virüs tipleri olarak adlandırılırlar.
Yüksek riskli human papilloma virüsü tipleri : Yüksek riskli human papilloma virüsü tipleri hem düşük hem de yüksek dereceli prekanseröz lezyonlara sebep olur. Bununla birlikte, invaziv kanserlerde görülen HPV virüsü tipleri ”yüksek riskli” olarak tanımlanmaktadır.
Human (insan) papilloma virüs nasıl bulaşır?
Genital HPV enfeksiyonu geçiren bireylerin eşlerinde de % 60-65 oranında yaklaşık 3 ay gibi bir süreden sonra genital HPV enfeksiyonun neden olduğu lezyonlar (yaralar) görülebilmektedir.
Hastalığın cinsel ilişki ile bulaşmasında en önemli faktör çok eşlilik ve enfeksiyona maruz kalındığı yaştır. Özellikle erken yaşta ilk cinsel ilişki yaşanmış olması, HPV enfeksiyonunun alınmasında ve daha sonrasında oluşabilecek kötü huylu lezyonlar açısından oldukça önemlidir.
Bunların yanı sıra serviks enfeksiyonu oluşmasında da cinsel ilişki önemli rol alır iken, HPV’ler anogenital bölgeleri de etkileyebilir. HPV (insan papilloma virüsü) cinsel ilişki olmaksızın da hastalık bulaşmış eşyalardan (yüzeyler, havlu, iç çamaşırı ve benzeri) bulaşma gösterebilir. HPV virüsünün deri teması ile de bulaştığı bilinmektedir.
Ayrıca HPV (human papilloma virüs) çok sık görülen bir durum olmasa da, anneden bebeğe doğum kanalı ile geçebilir ve bulaşım şekli (recurrent respiratory papillomatosis – RRP) olarak tanımlanır. Bazı çalışmalara göre servikal HPV taşıyan kadınlardan doğan bebeklerin nazofarenks sekresyonlarında % 4-87 oranında HPV DNA pozitifliği olduğu bildirilmiştir.
Human (insan) papilloma virüs teşhisi
Human (insan) papilloma virüslerinin geneli belirtisiz olabileceği gibi farklı klinik belirtiler ile de ortaya çıkabilir. respiratuvar papillomatozis gibi virüs tipleri bireyin sağlık durumuna göre (hamilelerde ve bağışıklık sistemi zayıf olanlarda gibi) daha ağır seyreder.
Genital siğiller virüs alındıktan sonra birkaç ayda ortaya çıkabilir iken, servikal kanserin ortaya çıkması yıllar sonra bile olabilir. Bunun yanı sıra, HPV enfeksiyonlarının geneli sadece HPV DNA testi yapıldığında tespit edilebilir. Sağlıklı insanlarda, HPV enfeksiyonunun çoğu (özellikle düşük riskli HPV tiplerinde) 3’üncü aydan sonra kendini belli eder.
HPV tanısında moleküler teknikler dışında çıplak gözle muayene, kolposkopi, sitoloji ve histoloji gibi teknikler de kullanılır. Bu yöntemler arasında değerlendirilen, sitoloji ve histoloji taramaları ile HPV’nin varlığı arasında bir ilişki olduğu belirtilmiştir. Özellikle sitoloji tekniğinin kullanımı servikal kanser için bir seçim aracı olarak kabul görmüştür.
Human papilloma virüsü teşhis yöntemleri
Çıplak gözle muayene nedir? : Çıplak gözle muayene, asetik asit ya da lugol iyot kullanılarak yeterli ışık kaynağı altında serviksin incelenmesidir. Asetik asit, HPV içeren epitel hücrelerinin beyazlatılmasında etkili iken, iyot ise hücrelerin koyulaşmasında etkilidir.
Kolposkopi tetkiki nedir? : Kolposkopi bir mikroskop ve ışık yardımı ile serviksin görüntülendiği bir yöntemdir. Servikal kolposkopinin amacı, transformasyon zonunda, serviks üzerinde ya da servikal kanalda bulunan lezyonların tanımlanması, prekanseröz serviks lezyonlarının varlığının araştırılması ve anormal Pap-smear testi sonucunda biyopsi yapılması gereken alanların tespit edilmesidir.
Hybrid capture testi nedir? : Hybrid capture testinin iki çeşidi vardır. Bunlardan birincisi jenerasyon hibrid yakalama tüp testi (HCT), ikincisi ise hibrit yakalama II (HCII) testidir. Her iki testte kullanılarak yüksek riskli HPV tipleri saptanabileceği gibi bu yöntem ile gruplar halinde tanımlama yapılmaktadır.
Polimeraz zincir reaksiyonu (PCR) testi nedir? : Polimeraz zincir reaksiyonu nükleik asitlerin in-vitro koşullarda replikasyonu için geliştirilmiş ve çok yaygın kullanılan bir test tüp sistemidir. Bu testin hedefi DNA’nın selektif olarak amplifikasyonuna izin vermesidir. PCR amplifikasyonu sonunda hedef DNA logaritmik olarak artar ve 30 döngü sonrasında 1 milyondan fazla hedef DNA oluşturur.
HPV mRNA’sının belirlenmesi : Yüksek riskli HPV tiplerinde E6/E7 mRNA tespitinin, HPV DNA testinden daha duyarlı olduğu bilinmektedir. Bu teknik sayesinde öncül bir belirleyici olan HPV’nin onkojenik olup olmadığının tespiti ve taramanın etkinliğinin artmasında ve servikal lezyonun gidişatının belirlenmesinde E6/E7 mRNA’nın kullanılmasının faydalı olabileceği hakkında bilgiler vardır.
Human papilloma virüsü bulaştığı nasıl anlaşılır?
Kadınlar genellikle jinekolojik muayenede yapılan Pap-smear testi ile human papilloma virüsüne yakalandığını öğrenebilir. Pap-smear testi günümüzde jinekolojik muayenenin bir parçası olmuştur ve serviks (rahim ağzı) duvarındaki anormal hücrelerin öncüllerini saptamada ya da virüs rahim ağzı kanserine dönüşmeden saptanmasınaa yardımcı olur. Kadınların jinekolojik muayenesi ve Pap-smear testi 25’li yaşlardan sonra rutin olarak her yıl yapılmalıdır.
Human (insan) papilloma virüs tedavisi
Human papilloma virüsü varlığı tespit edilen birey için tedavi planı yapılırken lezyonun yaygınlığı, hastanın yaşı ve hastanın çocuk sahibi olmak isteyip istemediği göz önünde bulundurulur ve duruma göre hastaya en uygun olan tedavi yöntemi seçilir.
Human papilloma virüsü tedavi yöntemleri arasında elektrokoterizasyon, kriyoterapi, lazer vaporizasyonu ya da konizasyonu, sıcak ya da soğuk konizasyon tedavisi, LEEP ve histerektomi yöntemleri gibi yöntemler vardır. Eğer hasta genç ve lezyon yaygın değil ise serviks (rahim ağzı) koterize edilir (yakılır).
Kriyoterapi işlemi ise yine aynı işlemin yakılarak değil dondurarak yapılanıdır. Yine lazer konizasyon ve vaporizasyon işlemleri de benzer şekilde lazer yöntemi ile yapılan işlemlerdir. Bu işlemler lokal anestezi altında yapılır. Histerektomi ise çocuk sahibi olmak istemeyen ve kalıcı çözüm isteyen, düzenli kontrol zorunluluğu istemeyen ve histerektomiyi mecbur eden başka bulguları da olan hastalarda uygulanan cerrahi tedavi yöntemidir.
Human papilloma virüs aşısı ve korunma
Koruyucu amaçla uygulanan aşılara son yıllarda serviks kanseri (rahim ağzı kanseri) aşısı olarak ta bilinen HPV (human papilloma virus) aşısı da eklenmiştir. 9-26 yaş arası kızlara ve genç kadınlara yapılması planlanan bu aşı kadınlarda sık görülen bir kanser türünün gelişimini önlediği için bu aşı oldukça önemlidir.
HPV aşısında önemli olan nokta ilk cinsel ilişki yaşanmadan bu aşının yapılmış olmasıdır. İlk cinsel ilişki yaşı sosyoekonomik koşullara ve kültürel koşullara bağlı olarak değiştiği için aşı yapılmasında en uygun yaş 14 yaş civarı olarak kabul görmektedir. Lakin ilk cinsel ilişkiden sonra da yapılabilir ve koruyucu özelliği vardır. HPV aşısının son yıllarda yapılan araştırmalar sonucu 55 yaşına kadar koruyucu özelliğinin olduğu görülmüştür. Daha önce HPV virüsü tespit edilmiş kadınlarda da virüs yeterli bağışıklık bırakmadığı için aşı yapılması önerilmektedir.
HPV aşıları güvenlidir ve aşıda canlı virüs yoktur. Bu nedenle hastalık yapmaz. HPV (human papilloma virüs) aşıları Dünya Sağlık Örgütü başta olmak üzere Türkiye ve dünya’da önde gelen birçok kurum tarafından önerilmektedir. HPV aşıları bazı ülkelerde zorunlu aşı programına alınmış, Türkiye dahil 100’den fazla ülkede onaylı olarak uygulanmaktadır. Aşılar 3 doz şeklinde 6 aylık sürede kas içine yapılmaktadır. HPV aşısı uygulamasında ilk doz ile ikinci doz arasında iki ay, ilk doz ile üçüncü doz arasında en az 6 ay olması gereklidir.
Bulaşıcı hastalıklar ile ilgili benzer sağlık yazıları
- HIV virüsü (AIDS) nedir
- Frengi (sifiliz) nedir
- Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
- En çok ölüme neden olan hastalıklar