Hamilelerde kalp damar hastalığı neden olur?
Herhangi bir kalp hastalığı olan kadınların, hamilelikten önce muhakkak kardiyolog ve kadın doğum uzmanı ile görüşmeleri ve bilgi edinmeleri gerekmektedir. Bunun nedeni bazı kalp hastalıklarının, hamilelik döneminde önemli derecede sorunlara yol açmasıdır.
Kalp problemleri olan kadınların tedavi edilmeden hamile kalması önerilmemektedir. Kalp hastalığı olmasına rağmen, doktorları tarafından hamileliğinde sorun görülmeyen anne adaylarının hamilelik esnasında yakından takip edilmesi oldukça önemlidir.
Hamilelerde kalp damar hastalığı tanısı
Hamilelik ya da loğusalık döneminde akut koroner sendromunun, tanısal kriterleri hamile olmayan hastalarda olduğu gibi göğüs ağrısı, elektrokardiyografi tetkikinde ve kalbin biyolojik belirteçlerinde değişiklikler olarak görülür. Fakat, iskemik tipte olmayan rahatsızlıklarda negatif T dalgalarına daha fazla rastlanmaktadır. Troponin seviyesinde artışı araştıran doktorun, preeklampsi mevcut olsa bile altında yatan iskemik kalp hastalığının varlığını akla getirmelidir. Var olan kalp hastalığı hamilelikten kaynaklandığını düşündürdüğü için tanıda gecikmeler olur.
Akut iskemik göğüs ağrısının öncelikle ayırıcı olan tanısı preeklampsi, akut akciğer embolisi ve aort diseksiyonu olarak bilinmektedir. Kalp duvarı hareket anormalliklerini değerlendirmek amacı ile hamilelerde güvenli olarak ekokardiyografi kullanılmaktadır. Kararlı durumdaki hastalarda egzersiz ekg veya egzersiz ekokardiyografi gibi tanı yöntemleri kullanılabilir ve radyasyon riski bulunan radyoizotop stres testleri uygulanmamalıdır.
Rezidüel iskemi ve klinik sol ventrikül işlev bozukluğu belirtileri görülmeyenlerde, koroner atardamar hastalığı olduğu bilinen kadınlar hamile kalmayı düşünebilirler. Bu kadınların, hamile kalmadan önce kardiyak risk değerlendirmesi gerekmektedir. Bu kadınlarda, hamilelik sırasında çok fazla akut koroner damar hastalığı görülmeyebilir. Bu hastalıkta risk faktörleri genelde sigara kullanımı, yüksek kan basıncı, hiperlipidemi, ileri yaş diyabetis mellitus ve pozitif ailesel yatkınlık (genetik) olma özelliği gibi başlıca koroner atardamar hastalığı risk faktörleri ile, yakından ilişkili olduğu bilinmektedir.
Akut koroner sendromuna katkıda bulunan diğer risk faktörleri ise preeklampsi, trombofili, doğum sonrası enfeksiyonlar çok ciddi ölçüde doğum sonrası kanamaya sebep olabilir. Hamileliğin her döneminde hamilelikle ilgili akut koroner sendromu görüldüğü gibi spontane koroner atardamar diseksiyonları hamile olmayan kadınlara oranla hamile kadınlarda daha fazla görülür. Bu olguların en fazla doğum sırasında veya doğumdan sonra yakın zamanda görüldüğü test edilmiştir.
Hamilelerde kalp damar hastalığı tedavisi
Hamilelikte akut koroner sendromu tedavisinde ST yükselmeli ilk olarak hastayı tanısal anjiyografi ve birincil perkütan girişim için yeterli imkana sahip girişim merkezine sevk olması gerekmektedir. Hamilelik sırasında girişimler aynı zamanda da koroner atardamar diseksiyonu tanısı konması gerektiği için tromboliz yerine perkütan koroner girişim olasılığıyla koroner anjiyografi tercih edilir. Hamilelikte ilaç salan stentlerin güvenirliği tam olak kanıtlanmamıştır. Ayrıca ilaç salan stentler uzun süreli antitrombositer tedaviye gerek gösterdiklerinden kullanımları önerilmez.Perkütan girişim tedavi seçeneği olmayan akut koroner sendromu hastası olan hamilelerde yaşamı tehlike altında ise trombolitik tedavi uygulanabilir. Egzersiz sırasında hastalık belirtileri ortaya çıkan kararlı durumlarda, dikkatli gözlem ve tıbbi tedavi tercih edilir. Hastaların klinik durumlarında kötüye giden bir durum var ise girişimsel tedavi uygulanabilir. Tekrarlayan akut koroner sendromlarında, fetüsün yaşayıp yaşamadığına göre erken doğum söz konusu olabilir.
Hamilelik sırasında uygulanmış, olasıkla yüksek ölüm oranlarına neden olan acil koroner atardamar bypass greft cerrahisi ile ilgili az sayıda bilgi bulunmaktadır. Tıbbi tedavide hamilelik döneminde ace inhibitörleri, anjiyotensin reseptör blokerkeri (arb) ler ve renin inhibitörlerinin kullanılması sakıncalı görülmüştür. Beta blokerler ve düşük doz asetilsalisilik asidin güvenli olduğuna dair bilgiler bulunmasına rağmen, tiyenopridinlerinne kadar güvenli olduğu bilinmemektedir. Doğum olgularının geneli vajinal yolla, normal doğum olarak yaptırılır ve gerekmedikçe sezaryen tercih edilmez.
Hamilelik döneminde de kalp damar hastalığından korunmak için, düzenli kontrollerin yapılması, kilo kontrolü, yüksek kolesterol, şeker, tansiyon seviyelerinin dengede tutulup, düzenli ölçümlerinin yapılması, az yağlı beslenme, tahıl içerikli beslenme, tuzu azaltma, dengeli beslenme, düzenli yürüyüş veya hamilelik egzersizleri, yapmak oldukça önem taşıdığı gibi sigara, alkol, kola ve benzeri içeceklerden de kaçınmak gerekmektedir.
Hamilelikte kalp kapak hastalığı–Hamilelikte kalp çarpıntısı