Zamanını tamamlamış bir hamilelik süreci sonunda beyinde hipofiz bezinden salgılanan oksitosik adı verilen hormon sayesinde rahim kasılmaları başlar ve rahim ağzının açılmasını sağlayarak doğumu başlatır.
Rahim kasılmaları gebeliğin son ayında düzensiz aralıklar ile kendini gösterir ve bu kasılmalar rahim ağzını doğuma hazırlar. Gerçek doğum eylemi, aktif doğum başladığında rahim kasılmaları daha düzenli 3- 5- dakikada bir gelen, 30 ile 60 saniye civarında süren ve kolay kolay geçmeyen sancılardır.
Doğum sancısına adet kanamasında olduğu gibi belden kasığa doğru yayılan ağrılar eşlik eder. Bu durum, rahim ağzının açılmasını sağlayan ağrıların başladığını gösterir. Bu sancılar bu şekilde devam etmeye başladığında hamilenin doğum için hastaneye yetiştirilmesi gerekir.
Rahim ağzı kasılmalarının sıklaştığı bu süreç, özellikle ilk gebeliklerde rahim ağzının 1-2 santim açılmasından sonra başlar ve bu süre uzun sürebilir. Bazı hamilelerde ya da hamileliklerde ağrı eşiği düşük olduğu için ağrılar doğum daha başlamadan 7-8 saat önce hissedilir.
Bazı hamilelerde ya da hamileliklerde ise ağrı eşiği yüksek olduğu için doğum ağrısı daha geç ve daha az hissedilir. Her hamilenin ve hamileliğin ağrı eşiği farklı olduğu gibi ağrı süresi, şiddeti, doğumun zorluğu ve kolaylığı da farklı olur.
DOĞUM SANCISI ŞİDDETİ NEDİR?
Doğum sancısı 7-8 saatlik şiddetli kasılmalar başladıktan sonra ağrılar artar. Bu ağrılar kişinin ağrı eşiği ile birlikte olduğu için çok korkulmasına gerek yoktur. Bazı hamilelerde kontrol sırasında rahim ağzı açılmış ve doğumhaneye gönderilen hamileler de vardır. Yani doğum ağrısını bu kadar hafif geçiren hamilelerin olduğu gibi, rahim ağzı açıklığının 2-3 santim olduğu dönemde bile şiddetli doğum sancısı çeken kadınların da olduğu bir gerçektir.
Doğum ağrısının şiddeti ve süresinde kişisel faktörler ve ağrı eşiği önemli rol oynar. Doğum sancılarının şiddetini arttıran diğer nedenler ise annenin çok korkması, doğumu stres yapması, doğum anı ile ilgili videolar izlemesi, kendini serbest bırakmaması durumunda annede ağrılar daha şiddetli ve doğum daha zor olabilir.
Annenin korkusu strese, stresi ise ağrıya ve ağrı tekrar korkuya yol açarak bir kısır döngüye girilir ve doğum zorlaşır, bu nedenle annenin doğum öncesi bilgilenmesi, hamile eğitim kurslarına katılması, sakin olması, ağrılar sırasında nefes alıp verme teknikleri hakkında bilgi edinmesi hem bebek hem de annenin bu durumu rahat ve sağlıklı atlatması için oldukça önemlidir.
DOĞUM AĞRISI NASIL AZALTILIR?
Doğum ağrısının şiddetini arttıran faktörler annenin psikolojik durumu ile de ilişkilidir. Bu durumda önemli olan nokta annenin, bu olayın doğal ve yaşamı boyunca karşılaşacağı en güzel mucize olduğuna inanmasıdır.
Annenin doğumu daha rahat geçirmesi için, doğumhanede doğum tam olarak başlayana kadar herhangi bir neden yoksa yürümesine, kalkmasına ve rahat olmasına izin verilmelidir. Bu sayede annenin psikolojisi rahatlatılır ve doğum için kolaylık sağlanır.
Doğum ağrısının aşırı sancılı döneminde bu ağrıyı azaltmanın tıbbi yolları da vardır. Bu yöntemlerden en çok tavsiye edileni ağrısız doğum olarak da adlandırılan epidural anestezi ya da spinal anestezi ile bölgesel olarak uyuşturma yöntemidir. Bu anestezik yöntemlerle anne daha az rahim kasılmaları hisseder ve konforlu bir doğum gerçekleşir. Eğer epidural anestezi yapılması sakıncalı ise annenin serumundan ve kas içerisinden verilen ve doğum eylemini durdurmayan ağrı kesiciler verilebileceği gibi, tam bebeğin çıkımı sırasında rahim ağzı kenarına yapılan lokal anestezi ile rahim üzerinde gelişebilecek ağrılar da hafifletilebilir.
Doğum ağrılarını azaltmada kullanılan diğer bazı yöntemler:
- Müzikoterapi: Bu yöntem (müzikoterapi), annenin cesaretinin artmasına, güven duymasına kaygısının azalmasına ve ağrı ile mücadele etmesine yardımcı olur.
- Aromaterapi: Aromaterapinin ruh sağlığına etkisinin olduğu, hoş bir koku duyulmasıyla gevşemenin sağlandığı, kaygıyı ve korkuyu ve dolayısıyla ağrıyı azalttığı ve iyilik hissini arttırdığı bilinmektedir.
- Akupuntur: Doğum ağrısında hangi noktanın kullanılacağı doğumun evresine, ağrının lokalizasyonuna ve derecesine, annenin yorgunluk ve kaygı durumuna göre belirlenir. Bu teknik özel ekip gerektirir.
- Yoga: Yoga ile özel nefes alma yöntemleri eşliğinde bilinç yükseltme ve rahatlama sağlanmaktadır.
- Masaj: Doğum esnasında bel, bacak, omuz ve benzeri vücut bölgelerine yapılan masajlar ile ağrı ve acı azaltılabilir, depresif ruh durumu sakinleştirilebilir.
- İntradermal su bloğu: Teorik olarak intradermal olarak uygulanan steril su, sinir uçlarını rahatsız ederek diğer ağrılı hisleri bloke eder.
- Sıcak uygulama: Doğumda kullanılan yüzeyel sıcak uygulama teknikleri doğumun birinci evresinde bel ağrılarını rahatlatırken, doğumun ikinci evresinde ise perine ağrısını azaltır ve perineyi travmalara karşı korur.
DOĞUM AĞRISI BAŞLAMAZSA NE YAPILABİLİR?
Doğum sancılarının ve doğumun başlaması tamamen doğal bir süreçtir. Ağrılar bebek anne karnının dışında yaşamaya elverişli duruma geldiğinde başlar. Acil bir durum söz konusu değilse doğum ağrısını başlatmaya gerek yoktur. 41-42’inci haftasını geçmiş gebeliklerde doğum ağrısını başlatmak (suni sancı) vermek gerekebilir.
Herhangi bir tıbbi gereklilik yoksa doğal doğum süreci beklenir. Ağrı eşiği yüksek olan kadınlarda rahim kasılmaları fark edilemeyebilir ve bu tip bir duruma genellikle 2-3’üncü gebeliklerde rastlanır. Bu doğumlar daha çabuk ilerler ve daha az ağrı ile geçebilir.
Annenin rahimde sertleşme olarak algıladığı kasılmalar, düzenli bir ritme girdikten sonra özellikle ikinci ya da üçüncü doğumlarda ağrıyı beklemeden hastaneye başvurmayı gerektirir. Ayrıca doğumun belirtileri arasında sadece sancı yoktur. Doğumun diğer belirtileri arasında normalin dışında sümüksü bir kanama (nişan gelmesi) durumu, doğumun birkaç gün içerisinde gerçekleşeceğine işaret eder. Doğum suyu boşalması kimi hamileliklerde 7-8 saat önce gerçekleşebilir. Bu gibi bir durumda doğum sancılarını beklemeden mutlaka bir hastaneye gidilmesi gerekir.
YALANCI DOĞUM AĞRILARI NASIL OLUR?
Yalancı doğum ağrısı genellikle hamileliğin 24’üncü haftasından yani 6’ıncı aydan sonra başlar, fakat bazı hamilelerde veya hamileliklerde hamileliğin 16’ıncı haftasından sonra yalancı doğum sancısı görülebilir.
- Yalancı doğum ağrıları rahim kasılmasına neden olmaz, bebeğin doğmasına bağlı bir belirti görülmez.
- Gerçek doğum ağrısı ritmik bir şekilde devam edebileceği gibi sancı düzensiz şekilde olur. Yalancı doğum ağrısı ise vakit geçtikçe artma göstermez ve sık sık olmaz.
- Gerçek doğum ağrılarında oturma ya da dinlenme hiç etki etmez iken, yalancı doğum ağrısında dinlenme ağrıyı hafifletebilir.
- Gerçek doğum sancısı yarım dakika ile bir dakika arasında ritmik bir şekilde devam eder fakat yalancı doğum ağrısı 15-20 saniye aralıkta sürer.
- Yalancı doğum ağrısı gebede fizyolojik bir değişime neden olmaz iken, bu ağrılar sadece hamileyi rahatsız eder.
Doğum İle İlgili Benzer Sağlık Yazıları
- Doğum ağrılarını azaltma yöntemleri
- Doğumu kolaylaştırmak için faydalı bilgiler
- Sezaryen doğum nedir ve sezaryen nasıl yapılır
- Doğumdan sonra vücut eski haline nasıl döner
- Doğuma hazırlık kursu nedir