Diyaliz tedavisi hangi hastalıklarda uygulanır?
Diyaliz, böbrek yetmezliği olan hastalarda uygulanan vücutta biriken fazla sıvı ve atık maddelerin yarı geçirgen bir membran (zar) sayesinde temizlenmesi işlemidir. Diyaliz tedavisinin iki farklı türü vardır. Bunlar, hemodiyaliz ve periton diyalizidir.
Diyalizin diffuzyon ve ultrafiltrasyon olmak üzere iki temel prensibi vardır. Diffuzyon konsantrasyon farkına bağlı olarak solütlerin yer değiştirmesi, ultrafiltrasyon ise hidrostatik basınç ile birlikte suyun ve suyu takiben solütlerin membranın diğer tarafına hareketidir.
Diyaliz tedavisinin ilkeleri
Diyaliz tedavisinin amacı uygun sıvı ve solüt değişimini sağlamaktır. Sıvı ve solüt değişiminin diffuzyon ve ultrafiltrasyon olmak üzere iki temel prensibi vardır. Diffuzyon membranın iki yanındaki konsantrasyon farkı nedeni ile solütün konsantrasyonu yüksek olan taraftan düşük olan tarafa hareketidir. Diffüzyon yönünü ve hızını belirleyen başlıca üç faktör vardır.
- Konsantrasyon gredienti nedir? : İki taraf arasındaki konsantrasyon gredienti arttıkça madde alışverişi hızlanır.
- Solütlerin molekül ağırlığı ve hızı nedir? : Porlardan geçen maddelerin molekülleri ne kadar büyük ise membrandan geçen madde miktarı ve geçiş hızı o kadar azalır.
- Membran direnci nedir? : Yarı geçirgen membran kalınlığının artması, porların küçülmesi veya por sayısının azalması membranların madde alışverişine karşı direncini arttırır. Ultrafiltrasyon uygulanan basınç nedeni ile membranın bir yanından bir yanına sıvı tansferidir. Sıvı transferine solüt transferi de eşlik eder. Hemodiyalizde ultrafiltrasyon hidrostatik basınç ile sağlanırken, sürekli ayaktan periton diyalizinde ozmotik basınç ile sağlanmaktadır.
Periton diyalizi nedir?
Son evre böbrek yetmezliği hastalarında böbrek fonksiyonlarının kesintisiz olarak, doğal bir membran ile herhangi bir kuvvete veya alete gerek kalmadan yerine koyma düşüncesinden periton diyaliz yöntemi geliştirilmiştir. Periton boşluğundaki su ve solüt emilimi periton zarındaki kapiller dolaşım ve lenfatikler yardımı ile olur. Periton zarı toksik maddeleri filtreleyen yarı geçirgen görevini üstlenir.
Periton diyalizinde vücut ısısı kadar ısıtılmış genelde 2 litre diyaliz solüsyonu periton boşluğuna yerleştirilmiş olan kateter yolu ile 10 dakika civarı bir sürede periton boşluğuna verilir. Periton diyaliz tipine göre değişen periyotta bu solüsyonlar periton boşluğunda bekletilir. Bekleme sürecinden yaklaşık 20 dakika içerisinde diyalizat periton boşluğundan geri alınır ve yeni diyalizat tekrar periton boşluğuna verilir. Bu işlem genel olarak günde 4 kez, haftanın 7 günü uygulanır.
Periton diyaliz hastaları için 6 farklı periton diyaliz yöntemi vardır. Bu yöntemler, sürekli ayaktan periton diyalizi, aletli periton diyalizi, aralıklı periton diyalizi, gece periton diyalizi ve tidal periton diyalizi şeklindedir.
Bu diyaliz tiplerinden hem hastanın sosyal yaşamına uygun hem de periton diyalizin solüt klirensi ve ultrafiltrasyon transferini en yüksek seviyeye çıkaracak olan bir periton diyaliz yöntemi seçilir.
Periton diyalizin avantajları (faydaları) nedir?
- Periton diyaliz kolay uygulanabilmesi ve taşınabilir.
- Kardiyovasküler sistem hastalığı olanlarda daha iyi sıvı kontrolü ve kan basıncını sağlar.
- Rezidüel renal fonksiyonunun daha iyi korunmasını sağlar.
- Devamlı kan sulandırıcı ilaç kullanımına ihtiyaç duyulmamaz.
- Kansızlığın görülme sıklığı ve ciddiyeti daha az olur.
- Kan biyokimyasının yavaş ama etkili düzelmesini sağlar.
- Çocuklarda, yaşlılarda, şeker hastalarında ve damar problemi olan hastalarda kolay uygulanabilir.
- Hepatit bulaşma riski daha düşük olur.
- Daha serbest beslenme ve sıvı düzenini sağlar.
Bunlar periton diyalizinin avantajlarıdır (olumlu etkileridir).
Periton diyalizin dezavantajları (yan etkileri) nedir?
- Periton diyalizinde enfeksiyon riski (özellikle peritonit) artabilir.
- Diyaliz yetersiz kalalabilir.
- Potansiyel protein kaybı, vitamin ve mineral, protein ve benzeri maddelerde yetersizlik oluşabilir.
- Kateter yerleştirilmesi nedeni ile psikolojik problemler ortaya çıkabilir.
- Hipertriglisidemi, artmış adinamik kemik hastalığı gibi riskler artabilir.
- Özellikle çocuklarda ve yaşlı hastalarda uygulamaya bağlı bıkkınlık söz konusu olabilir.
Bu tür sorunlar da periton diyalizin olumsuz etkileridir (dezavantajlarıdır).
Periton diyalizin neden olduğu problemler
Periton diyalizin komplikasyonları, enfeksiyon ve enfeksiyon harici olmak üzere iki grupta değerlendirilir.
- Periton diyalizinin enfeksiyon komplikasyonları, kateter çıkış yeri enfeksiyonu, tünel enfeksiyonu ve peritonittir (karın zarı iltihabı).
- Enfeksiyon haricinde gelişen komplikasyonlar ise sızıntı, herni, hidrotoraks, sırt ağrısı, karın ağrısı, vitamin, mineral ve protein gibi maddelerin yetersizliği ve sklerozan peritonittir.
Hemodiyaliz nedir?
Hemodiyaliz, hastadan alınan kanın antikoagülasyon ile vücut dışına makine yardımı ile yarı geçirgen bir membrandan geçirilerek, sıvı solüt içeriğinin yeniden düzenlenip hastaya geri verilmesi işlemidir.
Hemodiyaliz ilk olarak 1946 yılında Willem Koof tarafından akut böbrek yetmezliğinin tedavisinde, 1960’lardan itibaren de giderek kronik böbrek yetmezliğinin tedavisinde uygulanmaya başlanmıştır. Hemodiyaliz işleminin gerçekleştirilmesi için yeterli kan akımı sağlanmalıdır (erişkinlerde genellikle dakikada 200-600 ml).
Yeterli kan akımı sağlanması için kalıcı ya da geçici vasküler giriş yolu gereklidir. Geçici vasküler giriş yolunun sağlanması için günümüzde en sık ve yaygın kullanılan yöntem çift lümenli bir kateterin femoral, subklavyen veya internal juguler vene yerleştirilmesi şeklinde olur.
Kalıcı vasküler giriş yolları ise arteriyovenöz greft ve arteriyovenöz fistüldür. Arteriyovenöz fistül, arter ile ven arasında bir pencere açılmasıdır. Genellikle distalden başlanarak ön kol ve kol kullanılır. Eğer fistül girişimi beklendiği şekilde oluşmuş ise (üzerine dokunulduğunda dolgunluk ve thrill sesi alınıyor ise) hasta 3 haftadan sonra hemodiyaliz makinesine bu fistül ile bağlanabilir.
Hemodiyaliz işleminin bileşenleri
Hemodiyaliz işleminin üç ana bileşeni vardır. Bu bileşenler diyalizör (filtre), pompa yardımı ile kan diyalizat dolaşımını sağlayan sistem, solüt klirensi belirli bir kimyasal kompozisyonda sıvı (diyaliat).
Diyalizin etkinliğini arttırmak amacı ile diyalizat ve kan akımları ters yönlüdür. Diyalizörler Hallow fiber (içi boş kapiller) veya paralel tabakalar yapısında olabilir. Membranların kimyasal içeriği sellüloz, substituted sellüloz, sentetik sellüloz, sentetik olabilir.
Diyaliz membranın (diyalizör) kapiller içinde hastanın kanı, kapiller arasında ise makine tarafından hazırlanmış diyalizat bulunur. Kan akımı 300 ml dk’da tutmak için yeterli olan geçici veya kalıcı damar girişiminden alınan kan yarı sentetik membrandaki çok sayıda kapillere pompalanır.
Kan akımına ters yönde sodyum klorür, asetat veya bikarbonat ve değişken konsantrasyondaki potasyum içeren bir diyalizat diyalizöre verilir. Membrandaki diffüzyon, üre gibi küçük molekül ağırlıklı maddelerin konsantrasyon gradiyentine bağlı olarak kan tarafını bırakıp diyalizat tarafına hareket etmesini sağlar.
Benzer şekilde genelde konsantrasyonu 35 mEg L bikarbonat kan tarafına diffüze olur. Su ve sodyum klorür fazlalığının uzaklaştırılması, membran boyunca olan hidrostatik basınca bağlı olarak ultrafiltrasyon ile olur. Hemodiyaliz hastasının haftada üç kez, dört saat diyalize girmesi gerekir.
Hemodiyalizin avantajları (faydaları) nedir?
- Hemodiyalizin avantajları, atık maddelerin vücuttan hızla ve başarı ile uzaklaştırılmasını sağlamasıdır.
- Diyaliz ortamında hastanın diğer hastalar ile ilişki kurmasını sağlanır.
- Her gün değil, haftada iki ya da üç kez uygulanması diyaliz işleminin uygulanmasıdır.
- Vitamin, mineral ve protein yetersizliğinin çok fazla olmamasıdır.
- Hastanede yatma gereksiniminin daha az olmasıdır.
- Karına ait gelişebilecek komplikasyonların olmamasıdır.
- Tedavi sırasında iğneler kullanılmaz.
Bunlar hemodiyaliz tedavisinin avantajlarıdır (olumlu etkileridir).
Hemodiyalizin dezavantajları (yan etkileri) nedir?
- Hemodiyalizin dezavantajları, tedavi sırasında sıvı-elektrolit ve metabolik değişime bağlı olarak diyaliz sonrası hastanın kendini iyi hissetmesi, lakin sonraki seansa kadar yavaş yavaş tekrar kötüleşmesi sonucu oluşan rahatsızlık hissedilmesidir.
- Çeşitli sıvı ve gıdaların alınmasında kısıtlamalar vardır.
- Fistül için minör cerrahi bir girişim gerekmektedir.
Bunlar hemodiyalizin olumsuz etkileridir (dezavantajlarıdır).
Hemodiyalizin neden olduğu problemler
Hemodiyalizin komplikasyonları sık rastlanan ve daha az rastlanan lakin çok ciddi olan komplikasyonlar olarak iki grupta değerlendirilir.
- Hemodiyalizin sık görülen komplikasyonları nelerdir? : Hipotansiyon (tansiyon düşüklüğü), kas krampları, huzursuz bacak sendromu, bulantı, kusma, baş ağrısı, göğüs ağrısı ve sırt ağrısı, kaşıntı, titreme ve ateştir.
- Hemodiyalizin daha seyrek görülen komplikasyonları nelerdir? : Disegikilibrium sendromu, anafilaktik reaksiyonlar, aritmiler, kalp tamponadı, intrakranial kanama, konvülziyonlar, hemoliz, hava embolisi ve hipoksemidir.
Böbrek hastalıkları ile ilgili benzer sağlık yazıları
- Kronik böbrek yetmezliği nedenleri ve belirtileri
- Akut böbrek yetmezliği nedir
- Dünya böbrek günü nedir
- Böbrek iltihabı nedenleri ve belirtileri
- Böbrek ağrısı neden olur
- Peritonit (karın zarı iltihabı) nedenleri ve tedavisi
- Üre siklusu bozukluğu nedenleri ve tedavisi