Ağrılar ve Tedavileri

Diflunisal Nedir, Ne İşe Yarar? Diflunisal İçeren İlaçlar

Farmakodinamik Özellikler:

Farmakoterapötik grup: Analjezik ve antipiretik.

Diflunisal, periferal etkili, narkotik olmayan nonsteroid bir analjeziktir. Salisilik asitin difluorofenil türevi olan diflunisal kimyasal olarak asetilsalisilik asit’ten farklıdır. Diflunisal salisilik asite metabolize olmaz. Analjezik, antiinflamatuar ve antipiretik etkilere sahip olan Diflunisalin kesin etki mekanizması tam olarak bilinmemekle beraber, etkisini periferal hücrelerde prostaglandinlerin sentezini siklooksijenaz enzim seviyesinde inhibe ederek gösterdiği düşünülmektedir.

Farmakokinetik Özellikler:

Emilim: Diflunisal oral yoldan alındıktan sonra süratle ve tamama yakın oranda gastrointestinal sistemden absorbe edilerek 2-3 saatte doruk plazma konsantrasyonlarına ulaşır. Uzun etkili bir analjezik olan diflunisalin analjezik etkisi oral yoldan alınmasını takiben 1 saat içinde ortaya çıkar ve 2-3 saatte maksimum düzeye ulaşır. Uzun yarılanma ömrü (8-12 saat) ve doğrusal olmayan farmakokinetik özelliklerinden dolayı, çoklu dozlar sonrasında denge düzeyi plazma konsantrasyonlarına ulaşmak için birkaç gün gereklidir. Bu nedenle tedavi başlangıcında bu süreyi kısaltmak için bir yükleme dozu (500 mg veya 1000 mg) verilmesi önerilmektedir.

Dağılım: Diflunisal %99’dan fazla plazma proteinlerine bağlı olarak bulunur.

Biyotransformasyon: Salisilik asitin difluorofenil türevi olan Diflunisal, salisilik asite metabolize olmaz.

Eliminasyon: Verilen dozun yaklaşık %90’ı glukuronid konjügatları halinde idrarla, geri kalanı feçesle vücuttan atılır.

Doğrusallık/Doğrusal olmayan durum: Diflunisal, doğrusal olmayan farmakokinetik göstermektedir.

Klinik Öncesi Güvenlilik Verileri:

Diflunisal ile yapılan hayvansal çalışmalar, herhangi bir mutajenik etkinin oluşmadığını göstermiştir. Sıçan ve fareler üzerinde yapılan uzun süreli çalışmalarda ise, günde 40 veya 80 mg/kg dozlara kadar uygulanan diflunisal neoplasia’nın tipini veya şiddetini etkilememiştir.

DİFLUNİSAL NE İÇİN KULLANILIR?

Artrit tiplerinde eklem ağrısını ve sertliğini rahatlatmak için kullanılan bir non steroidal anti-inflamatuar ilaç (NSAİİ). Bu ilaç sırt ağrısı, burkulmalar ve incinmeler için de kullanılır.

DİFLUNİSAL KULLANILMAMASI GEREKEN DURUMLAR (KONTRENDİKASYONLAR)

  • Diflunisal içeren tabletler, Diflunisal ya da yardımcı maddelere aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
  • Dilunisal, aspirin veya diğer non steroid anti-inflamatuar ilaçların alımı sonrasında astım, ürtiker veya alerjik tipte reaksiyonlar yaşayan hastalara verilmemelidir. Bu hastalarda non steroid anti-inflamatuarlara karşı ciddi, nadiren ölümcül anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar bildirilmiştir (Diflunisal’in dikkatli kullanılması gereken durumlar bölümüne bakınız).
  • Diflunisal, koroner arter bypass greft cerrahisi durumlarında kullanılmamalıdır.

DİFLINİSAL’İN DİKKATLİ KULLANILMASI GEREKEN DURUMLAR (UYARILAR/ÖNLEMLER)

Kardiyovasküler Trombolitik Olaylar:

COX-2 seçici ve seçici olmayan nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ile yapılan klinik çalışmalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi kardiyovasküler trombotik olaylar, miyokard infarktüsü ve inme riski sıklığında artış görülmüştür. Kardiyovasküler hastalığı ya da kardiyovasküler hastalık açısından risk faktörleri olan hastalarda bu risk artabilir. NSAİİ ile tedavi edilen hastalarda istenmeyen kardiyovasküler olay riskini en aza indirmek için en düşük doz, en kısa süre ile uygulanmalıdır.

Hipertansiyon İle İlgili Etkiler:

Diflunisal dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) hipertansiyonun ortaya çıkmasına ya da var olan hipertansiyonun ağırlaşmasına yol açabilirler. Bu durum kardiyovasküler risk artışına katkıda bulunabilir. Tiyazid grubu ya da kıvrım diüretiği kullanan hastalarda birlikte NSAİİ’nin kullanımı diüretiklerin etkinliğini azaltabilir. Bu nedenle hipertansiyon hastalarında NSAİİ’nin kullanımı sırasında dikkatli olunmalıdır. NSAİİ ile tedavi başlangıcı ve tedavi süresinde kan basıncı düzenli olarak takip edilmelidir.

Konjestif Kalp Yetmezliği ve Ödem:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) alan bazı hastalarda sıvı tutulması ve ödem gözlenmiştir. Sıvı tutulması ya da konjestif kalp yetmezliği olan hastalara Diflunisal uygulanırken dikkatli olunmalıdır.

Gastrointestinal Etkiler – Ülserasyon, Kanama ve Perforasyon Riski:

Diflunisal dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ile tedavi edilen hastalarda, mide, ince barsak veya kalın bağırsakta enflamasyon (iltihap), kanama, ülserasyon veya perforasyon gibi ciddi ve ölümle sonuçlanabilen gastrointestinal (Gİ) istenmeyen etkiler meydana gelebilir. Bu ciddi istenmeyen etkiler herhangi bir zamanda ön belirtiler olsun veya olmasın ortaya çıkabilir.

Böbrekler Üzerine Etkiler:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ile uzun süreli tedavi renal papiller nekroz ve diğer böbrek hasarlarına yol açmıştır. Renal toksisite ayrıca, renal prostaglandinlerin renal perfüzyonun korunmasında telafi edici bir rol oynadığı hastalarda da görülmüştür. Bu hastalarda NSAİİ uygulanması, prostaglandin oluşumunda ve ikincil olarak renal kan akımında doza bağımlı bir düşmeye neden olarak renal dekompansasyonu tetikleyebilir. Böbrek fonksiyon bozukluğu, kalp yetmezliği, karaciğer yetmezliği, diüretik ve ADE inhibitörü kullanan hastalar ve yaşlı hastalar bu yönden daha büyük risk altındadır. NSAİİ tedavisinin sonlandırılmasından sonra genellikle tedavi öncesindeki duruma geri dönülür.

İleri evre böbrek rahatsızlığı olan hastalarda Diflunisal’in kullanımıyla ilgili olarak yapılan kontrollü klinik çalışmalarda herhangi bir bilgi elde edilmemiştir. Bu nedenle, ileri evre böbrek rahatsızlığı olan bu hastalarda Diflunisal ile tedavi tavsiye edilmez. Eğer Diflunisal tedavisine başlanması gerekiyorsa, hastanın böbrek fonksiyonunun dikkatle izlenmesi tavsiye edilebilir.

Anafilaktik/Anafilaktoid Reaksiyonlar:

Diğer nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) ile olduğu gibi, Diflunisal kullanımı sırasında da, önceden böyle bir öyküsü olmayan hastalarda bile, anafilaktik/anafilaktoid reaksiyonlar ortaya çıkabilir. Diflunisal aspirin triadı olan hastalara verilmemelidir. Bu semptom kompleksi tipik olarak, aspirin veya diğer NSAİİ aldıktan sonra nazal polipli veya polipsiz rinit ya da şiddetli, ölümle sonuçlanabilen bronkospazm geçiren astımlı hastalarda meydana gelir. Bir anafilaktik/anafilaktoid reaksiyon ortaya çıkarsa, hastaya derhal acil tedavi uygulanmalıdır.

Deri Reaksiyonları:

Diflunisal dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ), ölümcül olabilen eksfoliyatif dermatit, Stevens- Johnson sendromu ve toksik epidermal nekroliz gibi ciddi deri reaksiyonlarına neden olabilir. Hastalar ciddi deri reaksiyonlarının semptomları hakkında bilgilendirilmelidir. Deri döküntüsü veya herhangi bir aşırı duyarlılık belirtisi görüldüğünde ilaç kullanımına son verilmelidir.

Hepatik Etkiler:

Diflunisal de dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) kullanan hastaların %15 kadarında bir veya daha fazla karaciğer testinde sınır seviyede yükselmeler meydana gelebilir. Bu laboratuvar bozuklukları ilerleyebilir, değişmeden kalabilir veya tedaviye devam edildiğinde kendiliğinden düzelebilir.

NSAİİ’ler ile yapılan klinik çalışmalarda, hastaların yaklaşık %1’inde ALT ve AST’de anlamlı yükselmeler (normalin üst sınırından yaklaşık üç veya daha fazla kat) bildirilmiştir. Ayrıca, bazıları ölümle sonuçlanan sarılık, fulminant hepatit, karaciğer nekrozu ve karaciğer yetmezliği gibi şiddetli karaciğer reaksiyonları seyrek olarak bildirilmiştir. Karaciğer yetmezliğine işaret eden belirti ve/veya semptomlar gösteren veya karaciğer test değerleri anormal olan hasta, Diflunisal tedavisi sırasında daha şiddetli bir karaciğer reaksiyonun gelişmesine karşı değerlendirilmelidir. Karaciğer hastalığına işaret eden klinik belirti ve semptomların gelişmesi veya sistemik belirtilerin (örn. eozinofili, döküntü, vb.) meydana gelmesi halinde, Diflunisal kesilmelidir.

Hematolojik Etkiler:

Diflunisal de dahil olmak üzere nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) alan hastalarda bazen anemi görülür. Bu sıvı retansiyonu, Gİ kan kaybı veya eritropoez üzerindeki tam olarak tanımlanamayan bir etkiye bağlı olabilir. Diflunisal de dahil olmak üzere NSAİİ’ler ile uzun süreli tedavi altına giren hastalar, herhangi bir anemi bulgu ya da belirtisi görülmese bile, hemoglobin ve hematokrit seviyelerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler.

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) trombosit agregasyonunu inhibe ederler ve bazı hastalarda kanama zamanını uzattıkları gösterilmiştir. Aspirinden farklı olarak, bunların trombosit fonksiyonu üzerindeki etkileri kantitatif açıdan daha az, daha kısa süreli ve geri dönüşümlüdür. Diflunisal alan ve trombosit fonksiyonlarındaki değişimlerden etkilenebilecek hastalar (koagülasyon bozuklukları olan ya da antikoagülan kullanan) dikkatle izlenmelidir.

Önceden Var Olan Astım:

Astım hastalarında aspirine duyarlı astım olabilir. Aspirine duyarlı astımı olan hastalarda aspirin kullanımı, ölüme yol açabilecek derecede şiddetli bronkospazma yol açabilir. Bu gibi aspirine duyarlı hastalarda, aspirin ve diğer nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) arasında bronkospazm dahil çapraz reaksiyonlar bildirildiği için, aspirine karşı bu tip duyarlılığı olan hastalarda Diflunisal kullanılmamalı ve önceden var olan astımı olan hastalarda da dikkatli kullanılmalıdır.

Görme Değişiklikleri:

Bu sınıftaki ajanlar ile istenmeyen göz bulgularına ait raporlar (görmede bulanıklık ve/veya görmede azalma) sebebiyle, Diflunisal ile tedavi sırasında göz şikayetleri ortaya çıkan hastaların göz muayenesinden geçirilmeleri tavsiye edilir.

Genel:

Diflunisal’in kortikosteroidlerin yerine kullanılması ya da kortikosteroid yetmezliğini tedavi etmesi beklenemez. Kortikosteroidlerin aniden kesilmesi hastalığın alevlenmesine yol açabilir. Uzun süreli kortikosteroid tedavisi uygulanan hastalarda tedavinin kesilmesi planlanırsa, tedavi doz azaltılarak sonlandırılmalıdır.

Diflunisal ateş ve inflamasyon azaltıcı farmakolojik etkisi, enfeksiyon belirtilerini maskeleyebileceğinden, teşhise yönelik bu belirtilerden yararlanmayı engelleyebilir.

Laboratuvar Testleri:

Ciddi Gİ sistem ülserasyonu ve kanama uyarıcı belirtiler olmadan ortaya çıkabileceği için, hastalar Gİ kanamanın bulgu veya belirtileri açısından izlenmelidir.

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ile uzun süreli tedavi gören hastalar kan değerlerini düzenli olarak kontrol ettirmelidirler. Karaciğer ya da böbrek hastalığına işaret eden klinik bulgu ve belirtilerin gelişmesi, sistemik belirtilerin (örn. eozinofili, döküntü, vb) ortaya çıkması ya da karaciğer testlerindeki bozulmanın devamı veya kötüleşmesi halinde, Diflunisal kesilmelidir.

HAMİLELİK ve EMZİRME DÖNEMLERİNDE DİFLUNİSAL KULLANIMI

Hamilelik:

Genel tavsiye: Gebelik kategorileri C ve D (üçüncü trimester)’dir.

Gebe kadınlar üzerinde yeterli ve kontrollü çalışmalar yapılmamıştır. Ancak, gebeliğin son döneminde alındığında diğer nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) gibi duktus arteriosusun erken kapanmasına neden olabilir. Bu nedenle Diflunisal, hasta için beklenen yararlar risklerden daha fazla olmadıkça gebelik sırasında kullanılmamalıdır. Özellikle de son dönemde kullanımdan kaçınılmalıdır.

Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (kontrasepsiyon): Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda Diflunisal kullanımıyla ilgili herhangi bir veri yoktur.

Emzirme dönemi (Laktasyon Dönemi):

Diflunisal anne sütüne plazma konsantrasyonunun % 2-7’si oranında geçer. Anne sütüyle beslenen çocuklarda, istenmeyen etkilerin ortaya çıkabileceği düşünülerek ilaç kesilmeli veya çocuğa anne sütü verilmemelidir.

İlacın bebeklerde ve çocuklarda kullanımına dair etki ve emniyeti hakkında kesin veriler yoktur.

Üreme Yeteneği /Fertilite:

Fertilite ve üreme yeteneği üzerine bilinen bir etkisi yoktur.

ARAÇ VE MAKİNE KULLANIMI

Diflunisal’in araç ve makine kullanma yeteneği üzerindeki etkilerine ilişkin herhangi bir veri yoktur.

DİĞER İLAÇLAR İLE BİRLİKTE DİFLUNİSAL KULLANIMI

ADE İnhibitörleri ve Anjiyotensin II Antagonistleri:

Çeşitli raporlar, nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler)’ın ADE inhibitörleri ve anjiyotensin II antagonistlerinin antihipertansif etkisini azaltabileceğini bildirmektedir. Bu etkileşimler, NSAİİ’leri ADE inhibitörleriyle veya anjiyotensin II antagonistleriyle birlikte almakta olan hastalarda göz önünde bulundurulmalıdır. Böbrek fonksiyonları azalmış olan bazı hastalarda, bir ADE inhibitörü veya anjiyotensin II antagonisti ve bir NSAİİ’nin birlikte kullanımı, genellikle geri dönüşümlü olan, olası akut böbrek yetmezliğinin de dahil olduğu böbrek fonksiyon bozukluğu ile sonuçlanabilir.

Asetaminofen:

Normal gönüllülerde, Diflunisal ve asetaminofenin birlikte uygulanması astaminofenin plazma düzeylerinde yaklaşık % 50 oranında bir artışla sonuçlanmıştır. Asetaminofen diflunisalin plazma düzeylerini etkilememiştir. Yüksek doz asetaminofen hepatotoksisite ile ilişkili olduğu için, Diflunisal ve asetaminofenin birlikte uygulanması sırasında hastalar izlenerek dikkatli olunmalıdır.

Antiasitler:

Antiasitlerin Diflunisal ile birlikte uygulanması Diflunisal’in plazma düzeylerini azaltabilir. Bu etki antasitlerin ara sıra kullanılması ile önemsizdir, fakat antiasitler devamlı kullanıldığında klinik olarak önemli olabilir.

Aspirin:

Diflunisal, aspirin ile birlikte uygulandığında, serbest Diflunisal klirensi değişmemesine rağmen proteine bağlanma azalır. Bu etkileşimin klinik anlamı bilinmemekle birlikte, diğer nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler)’ da da olduğu gibi, Diflunisal ve aspirinin birlikte uygulanması istenmeyen etkilerin artma potansiyeli nedeni ile genellikle önerilmez. Normal gönüllülerde, Diflunisal ve aspirinin çoklu dozları birlikte uygulandığında Diflunisal düzeylerinde küçük bir azalma gözlenmiştir.

Siklosporin:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler)’ın siklosporin ile birlikte uygulanması renal prostasiklin sentezindeki olası bir azalma nedeniyle, siklosporinin sebep olduğu toksisitede bir artışla ilişkili bulunmuştur. NSAİİ, siklosporin alan hastalarda dikkatle kullanılmalıdır ve böbrek fonksiyonu dikkatle izlenmelidir.

Diüretikler:

Pazarlama sonrası gözlemlerin yanı sıra klinik çalışmalar, Diflunisal bazı hastalarda furosemid ve tiyazidlerin natriüretik etkisini azaltabileceğini göstermiştir. Bu yanıt renal prostaglandin sentezinin inhibisyonuna bağlanmıştır.

Normal gönüllülerde, Diflunisal ve hidroklorotiyazidin birlikte uygulanması hidroklorotiyazidin plazma düzeylerinde önemli bir artışla sonuçlanmıştır. Diflunisal hidroklorotiyazidin hiperürisemik etkisini azaltmıştır. Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ile eşzamanlı tedavi sırasında, hasta böbrek yetmezliğinin belirtileri açısından dikkatle gözlenmelidir.

Lityum:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ) plazma lityum düzeylerinde artışa ve renal lityum klirensinde ise azalmaya yol açmıştır. Ortalama en düşük lityum konsantrasyonu %15 artmıştır ve renal klirens yaklaşık %20 düşmüştür. Bu etkiler, renal prostaglandin sentezinin NSAİİ tarafından inhibisyonuna bağlanmıştır. Bu nedenle, NSAİİ ve lityum birlikte uygulandığında, hastalar lityum toksisitesine karşı dikkatle izlenmelidir.

Metotreksat:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçların (NSAİİ’nin), tavşan böbrek kesitlerinde metotreksat birikimini kompetitif bir şekilde inhibe ettikleri bildirilmiştir. Bu, NSAİİ’nin metotreksatın toksisitesini artırabileceğini gösterebilir. NSAİİ metotreksatla birlikte uygulandığında dikkatli olunmalıdır.

İndometazin:

NSAİİ indometazin alan normal gönüllülere Diflunisal’in uygulanması renal klirensi azaltmıştır ve indometazinin plazma düzeylerini önemli derecede artırmıştır. Bazı hastalarda indometazin ve Diflunisal’in kombine kullanımı fatal Gİ hemoraji ile ilişkili bulunmuştur. Bu nedenle, indometazin ve Diflunisal birlikte kullanılmamalıdır.

Diğer Nonsteroid Antiinflamatuar İlaçlar (NSAİİ):

Gİ toksisitedeki olası bir artış nedeniyle diflunisal ve diğer NSAİİ’nin birlikte kullanılması tavsiye edilmez. Aşağıdaki bilgi normal gönüllülerdeki çalışmalardan elde edilmiştir.

  • Sulindak: Normal gönüllülerde Diflunisal ve sulindakın birlikte uygulanması aktif sulindak sülfid metabolitinin plazma düzeylerinin azalmasıyla sonuçlanmıştır.
  • Naproksen: Normal gönüllülerde Diflunisal ve naproksenin birlikte uygulanması naproksenin plazma düzeylerini etkilememiştir, fakat naproksen ve glukuronid metabolitinin üriner atılımını önemli derecede azaltmıştır. Naproksen Diflunisal’in plazma düzeylerini etkilememiştir.

Oral Antikoagülanlar:

Bazı normal gönüllülerde, Diflunisal ile varfarin, asenokumarol veya fenprokumonun birlikte uygulanması protrombin zamanının uzamasıyla sonuçlanmıştır. Diflunisal oral antikoagülanlarla birlikte uygulandığında, protrombin zamanı eşzamanlı ilaç uygulaması sırasında ve daha sonra birkaç gün süreyle dikkatle izlenmelidir. Oral antikoagülanların doz ayarlaması gerekebilir. Varfarin ve nonsteroid antiinflamatuar ilaçların (NSAİİ’nin) Gİ kanama üzerindeki etkileri sinerjiktir, her iki ilacı birlikte kullanan hastalarda ciddi Gİ kanama riski, her iki ilaçtan birini kullananlara oranla daha yüksektir.

Tolbutamid:

Diflunisal ve tolbutamid alan diyabetik hastalarda, tolbutamid plazma düzeyleri veya açlık kan glukozu üzerinde önemli etkiler görülmemiştir.

Anti-Platelet Ajanlar:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ile birlikte Gİ kanama riskinde artış görülür.

Selektif Serotonin Reuptake İnhibitörleri:

Nonsteroid antiinflamatuar ilaçlar (NSAİİ’ler) ile birlikte Gİ kanama riskinde artış görülür.

ÇOCUKLARDA DİFLUNİSAL KULLANIMI

Diflunisal’in 12 yaşından küçük pediyatrik hastalardaki etkililiği ve güvenliliği henüz saptanmamıştır. 12 yaşından küçük pediyatrik hastalarda Diflunisal kullanılması tavsiye edilmez.

YAŞLILARDA DİFLUNİSAL KULLANIMI

Diflunisal 65 yaş ve üzerindeki yaşlıların tedavisinde dikkatle kullanılmalıdır.

DİFLUNİSAL AŞIRI DOZ BELİRTİLERİ

Aşırı doz alan hastaların çoğu kalıcı rahatsızlıklar olmadan iyileşmişlerdir.

Diflunisal aşırı dozunun en yaygın belirti ve semptomları;

  • Uyuşukluk,
  • Kusma, bulantı,
  • Diyare,
  • Hiperventilasyon,
  • Taşikardi,
  • Terleme,
  • Kulak çınlaması,
  • Disoryantasyon ve stüpordur.

Aşırı doz durumlarında hasta kusturulmalı veya mide yıkanmalı, semptomatik ve destek tedavileri uygulanmalıdır. Diflunisal yüksek oranda plazma proteinlerine bağlandığı için hemodiyaliz etkili olmayabilir.

Aşırı doz alan hastaların çoğu kalıcı rahatsızlıklar olmadan iyileşmişlerdir.

DİFLUNİSAL’İN OLASI YAN ETKİLERİ

Klinik çalışmalarda gözlenen advers reaksiyonlar aşağıdaki sıklık derecesine göre listelenmiştir.

Gastrointestinal Bozukluklar:

  • Bulantı,
  • Kusma,
  • Dispepsi,
  • Gastrointestinal ağrı,
  • Diyare,
  • Konstipasyon ve gaza bağlı mide-bağırsakta şişkinlik,
  • Peptik ülser,
  • Gastrointestinal kanama,
  • Anoreksi, gastrit,
  • Anormal karaciğer fonksiyonu,
  • Sarılık,
  • Kolestaz,
  • Hepatit.

Psikiyatrik Bozukluklar:

  • Uyuklama hali,
  • Uykusuzluk,
  • Sinirlilik,
  • Depresyon,
  • Halüsinasyonlar,
  • Konfüzyon.

Merkezi Sinir Sistemi Bozuklukları:

  • Sersemlik,
  • Vertigo,
  • Parestezi.

Dermatolojik Bozukluklar:

  • Döküntü
  • Eritema multiforme,
  • Exfoliatif dermatit,
  • Stevens-Johnson sendromu,
  • Toksik epidermal nekroliz,
  • Ürtiker,
  • Kaşıntı,
  • Terleme,
  • Stomatit,
  • Işığa duyarlılık.

Duyu Bozuklukları:

Görme bozuklukları:

  • Bulanık görme dahil olmak üzere geçici görme bozuklukları.

Hematolojik Bozukluklar:

Genito-Üriner Bozukluklar:

  • Dizüri,
  • Böbrek bozukluğu,
  • İntersitisyel nefrit,
  • Hematüri,
  • Proteinüri.

Aşırı Duyarlılık Reaksiyonları:

  • Bronkospazm ile birlikte akut anafilaktik reaksiyon,
  • Anjiyoödem,
  • Aşırı duyarlılık sendromu.

Diğer Bozukluklar:

  • Baş ağrısı,
  • Yorgunluk.
  • Asteni,
  • Ödem.

DİFLUNİSAL İÇEREN İLAÇLAR

Dolphin 500 mg 10 film tablet.

Diflunisal 500 mg USP 60 tablets.

Diflunisal 500 mg USP 100 tablets.

KONU İLE İLGİLİ BENZER YAZILARIMIZ

 

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Popüler Konular

Üste Git