Bebeklerde besin alerjisi, özellikle yenidoğan ve erken çocukluk dönemlerinde oldukça sık karşılaşılan bir durumdur. Bebeklerin diyetinde olan bazı besinler alerjendir ve bu alerjenler çocuğun bütün yaşamını etkileyebilecek astım, bronşit, rinit, dermatit ve diğer alerjik hastalıkların gelişmesinin altta yatan sebebi olabilmektedir.
Bebeklerde besin alerjisi nedenleri
Son yıllarda özellikle gelişmekte olan ülkelerde besin alerjisinin 2 katına çıktığı bilinmektedir. Genetik yatkınlığın yanı sıra çevresel faktörler ve beslenme alışkanlıkları gibi nedenler rol oynamaktadır. Besin proteinlerine karşı aşırı duyarlılık bebek anne karnındayken veya yenidoğan ve bebeklik döneminde gelişebilir.
Bebek anne karnındayken besinlerdeki alerjenler plasentadan geçerek fetusta immünolojik cevap oluşturabilir. Alerjik hastalıkların erken yaşlarda görülmesinden immün sistemin ve sindirim sistemi bariyerlerinin tam gelişmemiş olması sorumlu tutulmaktadır.
Atopi riski taşıyan bebekler, anne-baba veya kardeşlerinden en az birinde astım, rinit, atopik dermatit gibi hastalık öyküsü olan bebeklerdir. Özellikle annede alerjik hastalık öyküsü varsa, bebeğin kord kanında IgE düzeyi %50 olasılıkla yüksektir. Yapılan bir çalışmada genetik yatkınlığı olan bebeklerin %11’inde, genetik yatkınlığı olmayan bebeklerin ise %9’unda kord kanında inek sütü proteinlerine karşı spesifik IgE saptandığı bildirilmiştir.
Bebeklerde alerji yapan besinler
İnsanlar, doğduktan sonra yaşamları süresince binlerce farklı besinle tanışabilirler. Bu besinlerin içerisinde besin öğesi denilen daha küçük yapıtaşları bulunmaktadır. Bu besin öğeleri; protein, yağ, karbonhidrat, su, vitamin ve minerallerdir. Hazır besinlerde ise tüm bu besin öğelerinin yanı sıra gıda katkı maddeleri de vardır. Besin öğeleri arasında alerjiye sebep olan maddeler genellikle protein yapısındadır.
Her insan herhangi bir besine karşı alerjik reaksiyon gösterebilse de, en sık alerji yaban besinler şu şekilde sıralanabilir:
- İnek sütü: Diğer hayvan sütleri ve süt ürünleri de (tereyağı, peynir, sütlü tatlılar, vs) alerji yapabilir.
- Yumurta: Yumurta alerjisi yumurtanın kendisi ya da içeriğinde yumurta bulunan yiyecekler ile gelişebilir.
- Balık ve kabuklu deniz ürünleri: Alerjik reaksiyona neden olan deniz ürünleri arasında vatoz, morina balığı, sardalye, uskumru, ton balığı, ıstakoz, yengeç, karides, midye, deniz tarağı, istiridye, kalamar sayılabilir.
- Kabuklu ve yağlı kuruyemişler: Kuruyemişler arasında yer fıstığı, badem, Hindistan cevizi, Brezilya kestanesi, kestane, ceviz, fındık, Şam fıstığı sayılabilir.
- Tahıllar: Buğday ve buğday unundan elde edilen besinler, mısır, çavdar gibi.
- Etler: Sütün ve yumurtanın çapraz antijenik özelliğinden dolayı tavuk ve sığır etine karşı alerji gelişimi genellikle bebeklik döneminde görülür.
- Meyveler: Özellikle çocuklarda elma, armut, çilek, kavun-karpuz, kiraz, vişne, kayısı, şeftali, incir, hurma gibi meyveler alerjiye neden olabilir.
- Sebzeler: Domates, kabak, genellikle kabuklarına karşı alerji gelişen patates ve havuç, özellikle dokunma ya da yıkama ile alerji yapan kereviz ve kuşkonmaz gibi sebzeleri sayabiliriz.
- Kurubaklagiller: Özellikle bezelye, fasulye alerjik reaksiyonlara neden olabilir. Baklagillerden olan soya fasulyesi özellikle çocuklarda olmak üzere alerji geliştirebilmektedir.
- Baharatlar: Tarçın, karanfil, zencefil, hardal, karabiber, kırmızıbiber, Hindistan cevizi, nane, haşhaş tohumu, ada çayı, kekik, vanilya gibi baharatları alerjik reaksiyona neden olabilen baharatlar olarak sayabiliriz.
- Çikolata: Özellikle çocuklarda sık tüketildiği için bu önemlidir. Kaynağı aynı olan çikolata ya da kakaonun tüketilmesiyle semptomlar ortaya çıkar.
- Bal: Bal daha nadir alerjiye neden olur. Bala alerjisi olan insanlar genellikle karabuğday, yonca veya polene karşı duyarlıdırlar. Özellikle balı yapan arılar bu kaynaklardan yararlanmışsa alerjik belirtiler gözlemlenebilir.
- Gıda katkı maddeleri: Besinlerin işlenmesi sırasında farklı sebeplerden dolayı teknolojik olarak katkı maddeleri kullanılmaktadır. Alerjik reaksiyona neden olan bazı gıda katkı maddeleri arasında aspartam, tartrazin, MSG, nitrat ve nitritler, parabenler, sülfitler, tatlandırıcılar, antioksidan, renklendirici, lezzet arttırıcı, koruyucu gibi maddeleri sayabiliriz.
Bu besinlerden bazıları (örn. süt, yumurta, fıstık, çikolata gibi) diğerlerine göre daha sık alerjiye neden olurlar. Yine bu besinlerden bazıları da (örn. yer fıstığı, ağaç fındıkları gibi) diğerlerine göre daha ciddi alerjik reaksiyonlara yol açarlar. Bazı besinler (inek sütü gibi) özellikle çocukluk döneminde (12-24 aylar arası) alerjik reaksiyonlara neden olurken, bazıları ise bireyin yaşamı boyunca (fıstık alerjisi gibi) devam eder.
Bebeklerde besin alerjisi belirtileri
Besin alerjisi belirtileri alerjik besinin alınmasından sonra 2 saat içinde ortaya çıkabileceği gibi, 2-3 gün sonra veya 1 hafta veya 1 ay sonra da görülebilir. Genellikle ilk iki saatte belirti veren besin alerjisi daha ciddidir.
- Besin alerjisi besinin sindirim sistemine girmesinden sonra, halk arasında kurdeşen denilen dudakta şişme veya dudak etrafında kızarıklık, vücutta kaşıntı veya kızarıklık veya yanaklarda, boyunda, kulak arkasında eklem yerlerinde kızarıklık gibi belirtilerle kendini gösterebilmektedir.
- Tedaviye ve alınan önlemlere yanıt vermeyen bez bölgesinde pişik şeklinde de belirtiler görülebilir.
- Bebeklik döneminin ilk 6 ayında genellikle bebeğin kakasında sümüklü görünüm, kaka da kan olması, makat çevresinde kızarıklık şeklinde de belirtiler görülebilmektedir. Bunların dışında ishal, kabızlık, kusma, karın ağrısı gibi belirtiler de olabilir.
- Nedeni bulunamayan reflüsü, kabızlığı ve üç saatten uzun süren ve üç haftadan uzun süren gaz ağrısı olan bebeklerde süt alerjisi ve diğer besin alerjileri, akılda tutulması gereken belirtilerdir.
- Bazı bebeklerde besinin alınmasından sonra nezle, hırıltı, öksürük nefes darlığı gibi belirtiler besin alerjisi belirtileri olabilir.
- Kilo alımının durması, kilo alamama ve besin reddi durumlarında da besin alerjisi düşünülmelidir.
- Bazen ciddi besin alerjisi durumunda yaygın kurdeşen, nefes sıkışması, nabızda artış ve tansiyon düşüklüğü gibi belirtiler ve bulgular ile kendini gösteren alerjik şok (anafilaksi) gelişebilir. Bu durum alerjiye sebep olan besinin az miktarda alınmasıyla bile gelişebilir.
Bebeklerde besin alerjisi testi nasıl yapılır?
Alerji testleri her ne kadar 5 yaşından önce yapılmaz diye bilinse de, besin alerjileri için alerji testi 2 aylıktan itibaren yapılabilmektedir. Çocuğun neye alerjisinin olduğunu tespit etmek için çocuk alerji uzmanları ciltten alerji testi yaparlar.
Astım ve alerjik nezle için ciltten yapılan alerji testleri her yaşta yapılabilmekle birlikte genelde 2 yaşından sonra yapılması önerilir. Fakat astım ve nezle çocukta ciddi şikayetlere neden oluyorsa 1 yaşından sonra da alerji testi yapılabilir.
Besin alerjisi, astım ve alerjik nezle için kan testleriyle de alerji testi yapılabilir. Kandan alerji testi her yaşta yapılabilir. Ancak ciltten yapılan testler kadar güvenli değildir ve maliyeti daha yüksektir. Kandan yapılan alerji testlerinde alerjene özgü IgE antikorları (spesifik IgE) ve alerjene özgün olmayan IgE (total IgE) düzeyi araştırılır.
Bebeklerde besin alerjisinin sebep olduğu hastalıklar
Bebeklerin beslenmesinde yer alan ve alerjiye neden olan besinler astım, bronşit, rinit, atopik dermatit gibi diğer hastalıkların ortaya çıkmasına neden olabilir.
IgE’ye bağlı olmayan besin alerjilerinden genellikle yaşamın ilk 2. ayında eozinofilik kolit başlar. Eozinofilik koliti olan bebekte sıklıkla mukusla karışık çizgi şeklinde kanlı dışkılama görülür. Bebeğin büyümesi ve gelişimi genellikle normal ve sağlıklıdır. Bu bebeklerin çoğunda ishal, kusma, büyüme ve gelişme geriliği gibi sistemik bulgular görülmez. Dışkıyla kan kaybı ve buna bağlı anemi nadir görülür.
Bebeklerde besin alerjisi tedavisi
Besin alerjisinde temel prensip alerjen besinden kaçınılmasıdır. Ancak bebeklerin beslenmesinde bu kaçınmayı uygularken kaçınılan besinin yerine uygun besin konularak normal büyüme ve gelişimin sağlanması çok ama çok önemlidir.
Bebeğin anne sütüyle beslenmesi atopik hastalık gelişimini önlemede oldukça etkilidir. Genetik yatkınlık olsa bile bu önleyici özellik yine yerini korumaktadır. Anne sütü; bebeğin diğer besin maddelerine maruz kalmasını azaltarak, bağırsak florasının olgunlaşmasını kolaylaştırır. Bu nedenle besin alerjisi olan veya ailesinde alerji sorunu olan bebeklerin mümkün olduğunca uzun süre anne sütüyle beslenmesi tedavi ve korunmada son derece önemlidir. Amerikan Pediatri Akademisi de yüksek riskli bebeklerin en az 4 ay anne sütüyle beslenmesini önermekte ve ek besinlere bebek 4-6 aylık olana kadar başlanmamasının alerji gelişimini önleyici özelliğinin olduğunu bildirmektedir. Ayrıca bebeğini emziren annelerin diyetinde de alerjen etkisi yüksek olan fındık, fıstık, çikolata, inek sütü, yumurta, soya, balık gibi besinlerin bulundurulmaması gerekebilir. Fakat alerji belirtileri bebek ek gıdaya geçtikten sonra başlamışsa annenin diyetinde kısıtlama yapmasına gerek kalmaz.
Bebek anne sütüyle beslenmiyorsa ve inek sütü alerjisi varsa, bu bebeklerin tam hidrolize veya aminoasit bazlı mamalar ile beslenmesi önerilir.
Süt ve yumurta alerjisi olan çocukların yaklaşık %60’ından fazlası fırınlanmış ürünleri tolere edebilir. Bu durumun alerji immünoloji uzmanı tarafından yapılan incelemelerle değerlendirilmesi gerekir. Fakat çocuk tolerans geliştirmesi gereken yaşa ulaşmasına rağmen çocuğun alerjisi düzelmediyse ve çocuk 5 yaşından büyükse, her çocukta değişmekle birlikte aşı tedavisi (oral immünoterapi) uygulanabilir.
Besin alerjisinde tedavi, ortaya çıkan belirtilere göre de değişebilir. Besin alerjisinin hafif reaksiyonlarında alerji uzmanının önereceği antihistaminik ilaçlarla belirtiler azaltılabilir.
Bebeklerde görülen şiddetli alerjik reaksiyonlarda acil servise başvurulması gerekmektedir. Acil tedaviyle yaşamsal önemi olan anafilaksi gelişimi önlenebilir.
Bebeklerde besin alerjisi ne zaman geçer?
Çocuklardaki besin alerjilerinin büyük kısmı çocuk büyüdükçe düzelmektedir. Süt, yumurta ve buğday alerjileri 5 yaşlarına doğru %85-90 gibi oranlarda düzelebilmektedir. Fakat yer fıstığı, ağaç fındıkları denilen fındık, ceviz, badem gibi kuruyemişler, balık ve kabuklu deniz ürünleri alerjileri daha geç düzelmekte veya genellikle devam etmektedir. Eğer Ige değerleri daha düşükse, alerji bulguları sadece kurdeşen ve/veya sadece bağırsak tutulumu ile sınırlı ise daha çabuk düzelebilmektedir. Fakat atopik dermatit veya anafilaksi gibi bulgular varsa düzelme daha geç olmaktadır.
Bebeklerde besin alerjisi ve alerji sonrası komplikasyonlar nasıl önlenir?
Besin alerjisi olan bebeğe alerjen besinin verilmemesi çok önemlidir, sadece dilini dokundurması bile, özellikle ciddi besin alerjisi olan bebeklerde hayati tehlike yaratabilir.
Bebeğin anne ve babasının, varsa büyük kardeşi veya kardeşlerinin, varsa bakıcısının, anneannesinin, babaannesinin, dedelerinin de bu konuda eğitilmesi gereklidir. Çocuk kreşe veya okula gitmeye başladığında alerjisi devam ediyorsa kreş çalışanlarının ve okul sorumlularının bilgilendirilmesi de gerekmektedir. Gereken durumlarda acil iğnesi olan adrenalin otoenjektör kullanılabilir.
Aile büyükleri çocuğa aldığı yiyeceklerde alerjik bir maddenin olup olmadığına dikkat etmelidir.
Kazayla alerjik besin verilmesi durumunda adrenalin otoenjektör iğnesinin nasıl kullanılacağı konusunda aile bilgi almalıdır. Kazayla alerjik bir besin verildikten sonra ani ortaya çıkan kurdeşen, nefes darlığı ve nabızda artış gibi alerjik şok belirtileri olursa bebek hemen düz bir yere yatırılır, bebeğin bacaklarının altına minder konularak bacaklar yükseltilir, adrenalin otoenjektör iğnesi hazırlanır, doz yüklemesi yapılır, daha sonra bebeğin bacağının yan kısmına kas içine enjekte edilmelir. Sonrasında da ambulans çağrılır ya da çocuk acil servise yetiştirilir ve tedavinin devamının hastane ortamında yapılması sağlanır.
Benzer sağlık yazıları
- Döküntüler neden olur
- Bebeklerde isilik nedenleri ve tedavisi
- Bebek beslenmesi nasıl olmalı
- Çocuklarda atopik dermatit neden olur
- Bebeklerde pişik nedenleri ve tedavisi