A

Anoreksiya Nervoza (Yeme Bozukluğu) Nedir? Anoreksiya Nervoza Belirtileri ve Tedavisi

Anoreksiya nervoza zamanında fark edilmezse bireyi ciddi tıbbi müdahalelere maruz bırakabilir, ölüme bile neden olabilir.

Anoreksiya nervoza veya yeme bozukluğuyiyecekler ve kilo ile aşırı uğraşma, kilo almaktan korkma ve kızlarda hiç adet kanamasının başlamaması veya başladıktan sonra kesilmesi ile seyreden bir hastalıktır. Bu hastalarda şişmanlama korkusu nedeniyle yeme miktarı oldukça azalmıştır.

Avrupa ülkelerinde yapılan araştırmalarda anoreksia nervosanın genç kadınlarda görülme oranı %0. 28 olarak tespit edilmiştir. Orta ve yüksek sosyokültürel düzeylerde yeme bozuklukları daha sık görülmektedir. Ergen ve yetişkin kadınlarda yeme bozuklukları oranı %1 olarak bilinmektedir. Son yıllarda yeme bozukluklarında oldukça artış vardır. Yeme bozuklukları kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülür. Anoreksia nervosanın başlama yaşı genellikle 14-18 arası olduğu gibi, bazen ergenlik öncesi kızlarda ve menopoz sonrası kadınlarda da görülmektedir.

ANOREKSİYA TİPLERİ

Restriktif tip anoreksiya: Anoreksiya hastaları katı diyet programlarının yanı sıra gereğinden fazla egzersiz yaparak zayıflama çabasına girerler.

Bulimik tip 1 anoreksiya: Bir grup anoreksik hasta ise, kısıtlı diyet uygulamaya başladığı gibi, bazen de kontrolünü kaybederek aşırı yeme nöbetlerine girerler ve bu nöbetler sonrası kilo almayı engellemek için kusma, laksatif ve idrar söktürücü ilaçlar kullanmaya başlarlar.

ANOREKSİYA NERVOZA NEDENLERİ

Günümüzde anoreksiya nervoza ve bulimik nervozanın nedenleri henüz tam olarak bilinmemektedir. Hastalığa hem psikolojik hem de biyolojik değişkenlerin zemin hazırladığı ve belirtilerin ortaya çıkmasından sorumlu tutulduğu bilinmektedir. Hastalığı tetikleyen en önemli faktör diyet yapmaktır. Masum bir ergen diyeti gibi başlayan bu hastalık psikolojik ve fizyolojik tetikleyiciler nedeniyle bir kısır döngü oluşturur ve zaman geçtikçe ağırlaşır.

Yeme bozukluklarının oluşumunda hem sosyal hem de kültürel veya yetişme özelliklerinin rolünün olduğu bir gerçektir. Fakat anoreksiya nervoza ve bulimik nervoz da genetik yatkınlığın önemli yeri vardır. Anoreksiya nervoza hastalarının kız kardeşlerinde ve annelerinde aynı durumun görülme oranı %4 oranında saptanmıştır. Genetik yatkınlığın yanı sıra antidepresan ilaç kullanımı, psikolojik faktörler, hormonal bozukluklar, sinir sistemine ait bozukluklar, nöroendokrin bozukluklar, depresyon, zayıf kalmayı gerektiren uğraşlar (dansçı, oyuncu, balerin, hostes ve mankenlik gibi) sosyokültürel etkenler de anoreksiya nervozaya yol açabilir.

ANOREKSİYA NERVOZA ALT TİPLERİ

Kısıtlı tip anoreksiya nervoza: Bu tip, bireyin son üç ay içerisinde kilo kaybının birincil olarak diyet yapma, aç kalma ya da aşırı egzersiz yapmasıyla gerçekleştirilen görünümleri tanımlar. Bu hastalar, düzenli bir şekilde tıkanırcasına yeme ya da yediklerini çıkartma, lavman ve düzenli idrar söktürücü ilaç kullanma gibi eylemler ile uğraşmazlar.

Tıkanırcasına yiyen çıkartan tip anoreksiya nervoza: Bu alt tip anoreksiya nervoza da ise, bireyin son üç ay içerisinde düzenli olarak tıkanana kadar yeme veya çıkartma ya da her ikisini de yapma dönemleri vardır. Tıkanırcasına yiyen bu hastalar, aynı zamanda kendileri kusma veya laksatif, diüretik kullanma ya da lavman gibi uygulamalar ile yediklerini çıkartırlar.

ANOREKSİYA NERVOZA BELİRTİLERİ

Anoreksiya nervoza kişiye özel ve belirtileri çok fazla belli olmayan bir yeme bozukluğudur. Anoreksiya nervoza zamanında fark edilmezse bireyi ciddi tıbbi müdahalelere maruz bırakabilir, ölüme bile neden olabilir.

Anoreksiya hastaları;

  • Aşırı şişman olduğunu düşünerek abartılı bir rejime girer ve iştahın ortadan kalkması ile çok aşırı zayıflar,
  • Bu hastalığa yakalanan bireyler çok fazla incelse de kilo almaktan kokarlar ve kilo aldıklarından şikayet ederler. Hastalar kalın giyinerek kilolu görünmeye çalışırlar ve sürekli üşüdüklerini söylerler,
  • Sosyal hayattan kaçınmaya ve çevresinden uzaklaşmaya başlarlar,
  • Öğün sırasında daha çok, çatal ve bıçakları ile oynarlar ve çiğnemeyi uzatırlar, sürekli düşük kalorili besinler tüketmek isterler,
  • Egzersiz yapmayı hastalık haline getirir ve otururken sürekli ayaklarını oynatırlar,
  • Yemeklerini gizlemeyi ve genellikle tek başına yemek yemeyi tercih ederler,
  • Aşırı zayıflık söz konusu olduğu için adetten erken kesilirler,
  • Saçları cansız ve yüzleri aşırı soluktur,
  • Bazı hastalar sürekli kabızlık gideren ilaçlar kullanırlar,
  • Ciltleri aşırı yumuşaktır,
  • Mideleri çok boş kaldığı için kusmalar artar,
  • Çok fazla sağlıklı yiyecek ve yemek takıntısı başlar.

ANOREKSİYA NERVOZA TEŞHİSİ

Anoreksiyalı hastalar çoğunlukla boyu yaşına göre %15 daha kısa, kilosu yaşına göre daha düşüktür. Hem fiziksel hem de psikolojik değerlendirmeler yapıldıktan sonra anoreksiya tanısını koymak mümkün olur. Değerlendirme sürecinde hastanın yemeklere, beslenmeye ve vücut görünümüne karşı gösterdiği tavır dikkate alınır.

Bu bireyler genellikle hastalıklarını inkar ederler ve bu nedenle tanıyı koymak zorlaşır. Ayrıca anoreksiyanın gidişatı ve derecesi hastaya göre farklılık gösterir. Hastalar genellikle adet kanamaları kesildiği, karın ağrıları olduğu, şişkinlik ya da kabızlık şikayetleri olduğu için doktora başvururlar.

Hastaların belirtileri kabullenmemeleri ve tedaviye yönelmek istememeleri nedeniyle anoreksiya nervozanın ayırıcı tanısı da zordur. Bu nedenle yemek yememe davranışının ve kilo kaybının nedeninin anlaşılması da zorlaşır. Kronik bağırsak hastalıkları (örn. Crohn hastalığı gibi), endokrinolojik hastalıklar (örn. hipertiroidizm, Addison hastalığı veya diabetes mellitus gibi), malign hastalıklar ve diğer kilo kaybı ile seyir gösteren hastalıklardan ayırıcı tanısının yapılması gereklidir.

Anoreksiya nervozanın doğru tanısının konulmasında zorluk yaratan bir diğer etken ise vücutta oluşan renal, gastrointestinal, kardiyovasküler, hematolojik, dermatolojik, pulmoner, kas-iskelet sistemi, sinirsel ve dental komplikasyonlardır.

Bu komplikasyonlar;

  • Renal (böbrek sistemi ile ilgili) komplikasyonlar: Hipokalemi, hipokloremik metabolik asidoz, kanda üre ve nitrojen artışı ve böbrek taşı gibi.
  • Gastrointestinal (sindirim sistemi ile ilgili) komplikasyonlar: Parotitis, mide boşalımının gecikmesi, gastrik dilatasyon, kabızlık ve benzeri.
  • Kardiyovasküler (kalp-damar sistemi ile ilgili) komplikasyonlar): Bradikardi, hipotansiyon, aritmi, kardiyomiyopati gibi.
  • Hematolojik komplikasyonlar: Anemi, trombositopeni, hiperkolesterolemi, hiperkarotenemi gibi.
  • Sinir sistemi ile ilgili komplikasyonlar: Nonspesifik EEG değişiklikleri, geri dönüşümü olabilen kortikal atrofi ve nöroendokrin sorunlar (amenore, oligomenore) gibi.
  • Kas- iskelet sistemi ile ilgili komplikasyonlar: Kemik dansitesinde azalma, osteopeni, kemik kırıkları, miyopati gibi.
  • Dermatolojik (cildi ilgilendiren) komplikasyonlar: Cilt kuruluğu, perioral dermatit gibi.
  • Dental (diş ile ilgili) komplikasyonlar: Peridontdit gibi.

ANOREKSİYA NERVOZA TEDAVİSİ

Yeme bozukluklarının tedavilerinde hem ilaç tedavisi hem de psikoterapi tedavisi gibi yöntemler uygulanır. Anoreksiya tedavisi genellikle hastanede ve ayakta tedavi şeklinde yapılır.

Tedavide amaç hastanın kilo almasını sağlamak, sağlıklı yeme alışkanlıklarını geri kazandırmak ve yiyecekler, kilo ve vücut yapısına ait yanlış düşüncelerini gidermektir. Anoreksiyalı hastalar arasında bazı hastalar hastaneye yatırılarak tedavi gerektirir. Anoreksiya komplikasyonlara da neden olabileceği için, gelişmiş olan komplikasyonların da tedavisi yapılır.

ANOREKSİYA NERVOZA HASTALIĞINDA İLAÇ TEDAVİSİ

Anoreksiya nervoza tedavisinde etkinlikleri araştırılan ilaçlar oldukça geniş bir yelpazede yer almakta olup, henüz hiçbir psikiyatrik ilaç grubundan yüz güldüren sonuçlar elde edilememiştir. Bu hastalarda tarihsel olarak en eski ilaç grubu antipsikotik ilaçlardır. Bununla birlikte antipsikotik ilaçlar ümit verici olmamaktadır.

Antipsikotik ilaçların etkinlikleri konusunda yapılan araştırmalar, klasik antipsikotik ilaçların ancak psikotik belirtilerin eşlik ettiği kişilik bozuklukları ile seyreden anoreksiya nervoza hastaları için bir tedavi seçeneği olabileceği yönündedir.

Anoreksiya nervoza tedavisinde en çok etkinliği araştırılan ilaç grubu antidepresan ilaçlardır. Anoreksiya hastalarında depresyonun çok sık görüldüğü göz önüne alınırsa, antidepresan ilaçların neden bu kadar sık tercih edildiğini anlamak mümkündür. Bulimia nervoza hastalarında da sıklıkla antidepresan ilaçlar kullanılmaktadır. Bunların yanı sıra, anoreksiya nervoza tedavisinde kullanılan ve tarihsel olarak daha yeni olan bir ilaç grubu olan serotonin geri alım inhibitörleri (SSRİ)’nin depresif belirtilerin yanı sıra kilo kontrolü sağlamada da olumlu etkileri olabileceği bilinmektedir.

ANOREKSİYA NERVOZA HASTALIĞINDA PSİKOTERAPİ

Yeme bozukluklarının psikoterapi tedavisinde bilişsel davranış terapisi, var olan diğer kuramsal yaklaşımların kesişim noktasında yer alır ve hastalığın nedensel ve sürdürücü faktörleri üzerinde odaklanır.

Günümüzde yeme bozuklukları için kabul gören ortak nokta ”hastaların ben zayıf olmalıyım” takıntısıdır. Bilişsel davranış terapisinde hastanın yeme alışkanlıkları, yeme içme konusundaki takıntıları, hastalığını kabullenmemesi gibi durumları hastaya fark ettirmek hedeflenir.

ANOREKSİYA NERVOZA HASTAYI NASIL ETKİLER?

  • Yeme bozukluğu olan kadınların hamile kalma olanağı oldukça düşüktür ve hamile kalsalar da, genellikle erken doğum veya zayıf bebek doğurma riskleri yüksektir.
  • Anoreksiya nedeniyle ergenlik dönemi öncesinde ya da ergenlik döneminde gerekli olan fiziksel değişimler gecikebilir ve bu durum bireyde büyüme geriliğine sebep olur.
  • Anoreksiya hastaları ileri yaşlarda osteoporoza (kemik erimesine) daha yatkın olurlar.
  • Anoreksiya nedeniyle kas sorunları oluşur ve kalp kası dahil kas güçsüzlükleri görülebilir.

Sağlıklı beslenme ile ilgili benzer sağlık konuları

  1. Diyet yaparken yapılan yanlışlar
  2. Diyet çeşitleri ve sağlıksız zayıflama
  3. Çocuklarda yemek seçme nasıl önlenir
  4. Halsizlik neden olur
  5. Marasmus nedenleri

Yorum Yap

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Popüler Konular

Üste Git