Pulmoner anatomi (Akciğer anatomisi)
Akciğer, akciğer ile ilgili tıbbi tanımlamalar pulmo ile başlar ve bu latincede pulmonarius (akciğerlerin) sözcüğünden gelmektedir. Hava soluyan omurgalılarda temel solunum organıdır. Soluk alma esnasında burun ve ağızdan giren giren hava nefes borusu ve sonrasında bronşlardan geçerek akciğerlere ulaşır.
Akciğerlerin esnek ve süngere benzeyen bir yapıları vardır. Akciğerler biri sağ ve diğeri solda olmak üzere iki adettir. Sağ akciğer üç lobdan, (bölümden), sol akciğer ise iki lobdan oluşmuştur. Sol akciğerin bir parçasının yerinde kalp bulunmaktadır. Bu nedenle sağ akciğer sol akciğerden daha büyüktür ve sağ akciğerin ağırlığı ortalama 700 gr ağırlığında iken, sol akciğerin ağırlığı 600 gr ağırlığındadır. Akciğerler sesin oluşmasında da görevlidir.
Akciğerler göğüs boşluğunda yer alır ve göğüs kafesi sayesinde korunan akciğerler, koruyucu bir zar olan plevra zarı ile sarılmışlardır. Akciğerler, yeni doğan bebeklerde ilk zamanlar parlak pembe renktedir. Akciğerlerin bu pembe parlak rengi, çocuk büyüdükçe grileşmeye ve yaş ilerledikçe koyulaşarak siyaha yakın bir renge dönüşür. Akciğerlerin renginin değişmesine solunum yolu ile alınan toz, kirli hava ve bazı maddeler neden olur. Özellikle sigara ve benzeri maddeleri kullananların akciğerleri daha siyahtır.
Akciğerler nasıl çalışır?
Toplardamar yolu ile gelen karbondioksit açısından fazla olan (kirli kan) burada yenilenir ve buradan temizlenmiş kan kalbe geri döner. Kalpten de aorta damarı vasıtası ile bütün sisteme yayılır. Sağ kalpten kalbin pompası sayesinde çıkan kirli kan akciğere girer ve bu kirli kan akciğerin içerisinde ilerleyerek bronşların giderek bölündüğü ve alveol denilen hava keseciklerinin olduğu bölgeye gelir.
Bu bölgede dışarıdan gelen oksijen ile kirli kan birleşir ve burada bir gaz değişimi olur. Kirli kan kesesinin içerisine girer ve oksijen kana karışır. Bu temizlenmiş kan kalbin sol atrium denilen bölgesine girer. Sol atrium oksijenli kanın bulunduğu sistem olup, buradan sol ventrikül denilen kalbin sol tarafına geçer ve burada yapılan pompalama işlemi ile bütün vücuda yayılır. Akciğer bu görevini yerine getiremez ise tüm vücudun dokularına oksijensiz kan gider ve organlarda, vücudun diğer fonksiyonlarında rahatsızlıklar ortaya çıkar.
Akciğerlerin görevi nedir?
Akciğerler omurgalılarda vücudun gerekli olan oksijen ihtiyacını karşılamak üzere, dışarıdan gelen oksijeni alıp içeride üretilen karbondioksitleri dışarı vermek üzere pompa gibi çalışan bir sistemdir. Kalpten gelen oksijensiz kan (kirli kan) akciğerlere damarlardan ulaşır ve akciğerlerin en uç kısımlarına kadar gider. Oksijeni taşıyan sistem ile buluşur ve burada alveol denilen kesenin içerisinde kirli kan ile oksijen karışır. Buradaki küçük hücrelerde, oksijenin kana geçmesi sağlanır ve orada bulunan karbondioksit alveol kesesinin içerisine alınır. Bu keselerden temiz kan olarak kalbe geri gider ve kandaki karbondioksiti dışarı atar.
Akciğer hastalıkları
Akciğer hastalıkları denildiğinde ilk akla gelen akciğer kanseridir. Akciğer kanseri aslında bronşlardan ve dokulardan çıkan bir kanserdir. Fakat akciğere doğru büyüdüğü için akciğer kanseri olarak adlandırılır. Bunun dışında, sigara içmeye bağlı gelişen KOAH hastalığı, akciğerin enfeksiyonel hastalıkları zatürre gibi, akciğerin yapısal hastalıkları, pulmoner emboli, pulmoner hipertansiyon, verem, bronşektazi, bronşiyal astım hastalığı, akciğer apsesi, pnömotoraks, akciğer nodülleri, bronşit, bisinozis, sarkoidoz, plörezi, kronik öksürük, akciğer amfizemi gibi birçok hastalık akciğeri yakından ilgilendiren hastalıklardır.
Bronş nedir?
Trakea, gırtlaktan 10 cm aşağı indikten sonra ikiye ayrılır. Bu iki parçaya ana bronşlar adı verilir ve bunlar sol ana bronş ve sağ ana bronşlardır. Sağ ana bronş daha kısa ve 3 cm ve lob bronşu olarak tanımlanır. Sol ana bronş 4.5 cm’dir. Akciğerin yarı içerisinde yarı dışarısında bulunan bölümleri, akciğer içerisinde ilerledikçe ince bronşçuklara (bronchulus) bölünür ve bu bölünme 42 defa tekrar eder. Akciğer kanseri olarak bilinen kanser aslında bronş kanseridir.
Diyaframın görevi nedir?
Diyafram, göğüs boşluğunu karın boşluğundan ayıran kasa verilen isimdir. Kas- kiriş karışımı bir organ olan diyafram nefes alındığında kasılır ve düzleşir. Diyaframın kasılması sırasında, nefes borusundan daha geniş bir delik göğüs kafesinin yanında olsa hava yan taraftan girer ve akciğere gidemez. Bu gibi bir durum ölüme neden olur. İçeride sürekli negatif basınç yaparak yukarıdan gelen havanın içeriye akışını sağlamak diyaframın görevidir. Diyaframın bu işlevi gerçekleştirebilmesi için çok önemli bir sinire ihtiyacı vardır ve bu sinirin adı frenik sinirdir. Frenik sinir yaralandığı zaman diyafram gevşer, yukarı çıkar ve kasılma işlevini gerçekleştiremez. Diyafram kişinin aldığı nefesin % 80’nini sağlar. Eğer diyafram herhangi bir şekilde işlevini göremez hale gelir ise nefes alma işlemi gerçekleşmez.
Nefes borusu nedir?
Nefes borusu, tıp dilinde trakea olarak adlandırılan ve havanın akciğerlere ulaşmasını sağlayan, akciğerlerden gelen oksijeni arındırılmış karbondioksitli havanın dışarı çıkışını sağlayan bir organdır. Nefes borusu gırtlağın tamamından başlayıp ikiye bölünme bölgesine gelene kadar, yaklaşık 9 ile 10 santim arasında olan, ortalama 20 adet kıkırdak halkalardan, kas ve zardan oluşan ve temel görevi akciğerlere hava taşımak olan organdır.
Akciğer zarının yapısı nasıldır?
Akciğeri çok ince bir zar tabakası sarar ve bu zar lobların arasına da girer. Bu zarın adı visseral plevra dır. Göğüs kafesinin iç tarafını kaplayan bir zar vardır ve bunun adına da parietal plevra denilir. Bu iki zarın arasında hafif kayganlaştırıcı bir sıvı vardır ve bu sıvının içerisinde akciğer şişer ve iner.
Akciğer zarı herhangi bir neden dolayı zedelenir ise akciğere giren hava o zardan dışarı çıkar ve göğüs kafesi ile akciğer arasında hava birikmesine yol açar. Bu duruma pnömotoraks adı verilir. Pnömotoraks tehlikeli ve acil tedavi gerektiren bir durumdur. Bu zar çok kolay zedelenmediği gibi bir kez zedelendiğinde hemen tedavi edilmesi gereklidir.
Alveol nedir?
Alveol, gaz değişiminin olduğu odacığın adıdır. Bu odacığı tomografi veya akciğer grafisi gibi görüntüleme yöntemleri ile görmek mümkün değildir. Bu odacık elektron mikroskopisi ile görüntülenir. Hava yolundan başlayan ana bronş, lob bronşu, segment bronşu ve diğer bronşlar bölünme, bölünme akciğerin en son kısmında alveol denilen yapının içerisinde son bulur. Bu yapının içerisine kalpten gelen kirli kanı getiren damar girer ve burada oksijenlenen kan alveolden çıkarak sisteme temiz kan olarak geri döner.
Alveolün açık kalmasını sağlayan surfaktan adı verilen bir yapı vardır ve bu yapı alveolün çökmemesini ve orada bir kapanma olmamasını sağlar. Eğer alveol kapanır ise gaz değişimi olmaz. Alveolün içi su ile dolar ise kalp yetmezliğinde olduğu gibi, yine gaz değişimi olmaz ve oksijensizlik meydana çıkar. Bir bronş kanserinde alveolü tıkayan bir tümör ortaya çıkar ise onun arkasındaki alveoller tıkanacağı için oksijensizlik oluşur. Alveol, oksijen değişimi görevini yapan yapıdır. Akciğer naklini gerçekleştirmekte zorlanmanın nedeni bu alveol yapısının yapılamamasıdır.
Akciğer hastalıkları ile ilgili benzer sağlık yazıları
Akciğer apsesi nedenleri ve tedavisi
Akciğer nodül nedenleri ve tedavisi
Soliter pulmoner nodül nedenleri ve tedavisi
Akciğer sönmesi nedenleri ve tedavisi
Verem (tüberküloz) nedenleri ve tedavisi
Akciğer kanseri nedenleri ve tedavisi